MODA TASARIMI SANAL DÜNYADA FARK YARATIYOR
MODA TASARIMI SANAL DÜNYADA FARK YARATIYOR
MODA TASARIMI SANAL DÜNYADA FARK YARATIYOR
MODA TASARIMI SANAL DÜNYADA FARK YARATIYOR
MODA TASARIMI SANAL DÜNYADA FARK YARATIYOR
MODA TASARIMI SANAL DÜNYADA FARK YARATIYOR
MODA TASARIMI SANAL DÜNYADA FARK YARATIYOR
MODA TASARIMI SANAL DÜNYADA FARK YARATIYOR

MODA TASARIMI SANAL DÜNYADA FARK YARATIYOR

TASARIM   4.07.2020

Müzelerin, galerilerin, sergi ve koleksiyonlarını online ziyarete açtığı, konserlerin, sahne performanslarının hem arşiv kaydı üzerinden hem de canlı olarak dijital ortama taşıdığı bir dönemde, moda şovlarının da sanal dünyada yerini alması bekleniyordu. Aslında moda tasarımı ve sanal dünyanın birlikteliği çok daha öncesinde kendini göstermeye başlamıştı.

Moda şovları özellikle son birkaç yıldır, sanatçılar ve mimarlar tarafından hazırlanan müzik, koreografi, sahne tasarımı gibi unsurlarla birlikte sunulan koleksiyonların ötesine geçti ve gördüğü ilgiyi bir hayli genişletti. Buna son dönemde dijital mecranın sunduğu yenililikler de eklendi. Tasarımcıların koleksiyonlarını planlandığı gibi fiziksel ortamda gerçekleştiremedikleri salgın dönemi, ertelenen uluslararası çaplı pek çok moda etkinliği ve defile ise sanal dünyayı hareketlendirdi.

Dünyanın tamamen sanal gerçekleşen ilk moda haftası Nisan ayında Shanghai Fashion Week olarak kayıtlara girdi. Etkinliğin en dikkat çekici sunumlarından biri, tasarımcı Angel Chen’in gerçek modelleri, bilgisayar tarafından oluşturulan grafiklerle birleştirdiği beş dakikalık format oldu. Modeller video bağlantısı yoluyla yönlendirildi. Sanal ortama taşınan bir sonraki organizasyon Moskova Moda Haftası’nda yer alan şovlar 830.000 kişi tarafından izlendi. Ardından Haziran ayında Londra Moda Haftası, yaratıcı içerikleri, podcast ve foto-günlük gibi çeşitli biçimlerde paylaşmak için İngiliz markalarını bir araya getirdiğini, yaratılacak bu platformun dijital inovasyonu bugünün ihtiyaçlarına en iyi uyacak şekilde uyarlandığını ve bu formatı küresel bir vitrin olarak da geliştirmeye devam edeceklerini duyurdu. Hemen ardından Helsinki Moda Haftası’nın da, koleksiyonların üç boyutlu ortamda sunulacağı formatlarla birlikte dijital olarak gerçekleşeceği açıklandı. Her hafta bu yöndeki duyurular gelmeyi sürdürüyor. Moda şovlarının ve koleksiyonların sanal ortamdaki versiyonları, dijital olarak yaratılmış kıyafetler giyen üç boyutlu avatarlar, yine üç boyutlu gövdelerin üzerine yüzleri yerleştirilmiş gerçek modeller gibi seçenekleri barındırıyor içinde. Uzmanlar üç boyutlu giyimin, modelleme becerileri olmayanların kendi kıyafetlerini dijital olarak şekillendirmesine izin verdiği için, bir tür ana akım tüketici eğlencesi haline geleceği öngörüsünde bulunuyorlar. Dolayısıyla şovlar da doğal olarak bu format üzerinden ilerliyor.  Bu aynı zamanda koleksiyonlar bir tarafa, bu alanda yaratıcı, özgün ve farklı işler yapan tasarımcı ve markaların öne çıkmasını sağlıyor.

Bu alanda yılın akılda kalıcı etkinliklerinden biri de ilk kez sanal olarak gerçekleşen Met Gala oldu. 72 yıldır New York Metropolitan Museum tarafından Mayıs ayının ilk pazartesi günü, müzenin kostüm enstitüsü için fon toplamak amacıyla bir gelenek halinde düzenlenen ve özellikle son yıllarda sansasyonel görüntülere, kırmızı halı geçişlerine ve kostümlere sahne olan Gala, bu yıl salgın etkisi altında kalan organizasyonlardan biriydi. Anna Wintour’un ev sahibi olduğu Gala’nın başta "About Time: Fashion and Duration" olan bu yılki teması, "A Moment with the Met" olarak değiştirildi ve tüm etkinlik sanal ortamda gerçekleşti. Wintour bu kararlarını, “Bu zor zamanlarda öğrendiğimiz bir şey varsa o da birbirimize ihtiyacımız olduğu. Topluluklar bizi biz yapan unsur ve bu dönemden daha güçlü ve dayanıklı çıkarsak, her zamankinden daha fazla birbirimize bağlı olacağız” açıklamasıyla duyurdu.

Moda dünyasının dijitalleşmesi konusunda İstanbul’da da ciddi çalışmalar yapılıyor ve bu çalışmaların son aşamasına geldiği duyumlar arasında. Önümüzdeki günlerde bu konuda daha net haberler alacağımız gibi görünüyor. Moda tasarımının dijital dünya ile kurduğu işbirliği konusunda, tasarımcı olarak uzun yıllardır uluslararası organizasyonların, girişimlerin içinde yer alan ve yürütücülüğünü de yapmış olan Mehtap Elaidi şu görüşleri dile getiriyor; “Yaşadığımız olağanüstü şartlarla birlikte uzun bir süredir her ayağında SOS işaretleri veren moda sektörü, yaşaması gereken olağan değişimleri çok hızlı bir şekilde yaşama döndüren alanlardan biri oldu. Yeni şartlarla birlikte zaten oldukça yol almaya başlamış dijitalleşme çabaları bir zorunluluk haline geldi. Moda haftaları, tasarımcılar ve firmalar çeşitli zorlukları dijitaleleşme üzerinden çözüme ulaştırmak için girişimler başlattılar. Son yıllarda boyutu gitgide genişleyen moda şovlarının da en azından bir süreliğine dijitale taşınacağına ve bu platformda çeşitlendirmeler sunacağına inanıyorum. Hep söylediğim gibi modanın Polyannası olarak ben aslında bu dönemi bir şekilde modanın demokratikleşmesi yönünde artı bir durum olarak değerlendiriyorum. Maddi imkanları ile tasarım sektöründe ciddi ağırlığı olan markalar ve gruplar elbette bu platformda da ciddi bir rekabet içine girecekler ve bir rekabet ortamı yaratacaklar. Diğer yanda aynı zamanda genç ve yaratıcı tasarım markalarının üretecekleri içerikle burada farklı bir segment yaratacaklarına ve nihayet içeriğin popülerliğine yer yer üstün geleceğine inananlardanım.”

İzleyicilerin ekranları başında izledikleri en son moda şovu Prada tarafından geçtiğimiz günlerde gerçekleştirildi. Miuccia Prada ve tasarımcı Raf Simons’ın yeni ortaklığı geçen Şubat ayında ilk duyurulduğunda moda dünyasında bir heyecan yaratmıştı ve bu ikilinin yaratacakları o günden bu yana merak konusuydu. Ancak ikilinin çıkışıyla ilgili planlar pandemi sürecinin etkisiyle değişmek durumunda kaldı. Hayal edildiği gibi Prada Fondazione’de görkemli bir gösteri mümkün olamayacağı için, bunun yerine herkesin ekran başında katıldığı ve Prada.com üzerinden yayınlanan, 40 görünümden oluşan koleksiyon tanıtımı gerçekleşti. Dijital gösteri kurguya hayli uygun sahne tasarımıyla da dikkat çekti. Şovun ardından gerçekleşen sohbet etkinliğinde ‘2021’e girerken yaratıcılık ve pragmatizmin dengede olması gerektiğini’ vurgulayan Simons, ‘en azından iki güdünün birbiriyle çelişemez olduğunu’ belirtti. Simons’ın, koleksiyonu bu anlamda ‘serin bir verimlilik duygusu ve onu ayırt edici kılacak kişiliğe sahip, üzerine inşa edilmesi gereken önemli bir temel’ olarak tarif etmesiyle birlikte, sahne için yapılan tasarım, renk, doku ve form üzerinden daha da anlamlı hale gelmiş oldu.

 

 

#moda #moda tasarımı #sanal #dijital #salgın #Covid-19 #moda haftası #fashion week #Moskova Moda Haftası #Met Gala #Metropolitan Museum #Anna Wintour #Mehtap Elaidi


Sayfanın Başına Dön