PRENS CHARLES'IN KURUCUSU OLDUĞU TERRA CARTA PROJESİ İKLİM KRİZİNE SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇÖZÜMLER ARIYOR

Royal College of Arts (RCA), Galler Prensi Prens Charles’ın kurucusu olduğu Sürdürülebilir Pazarlar İnsiyatifi (Sustainable Markets Initiative) ile işbirliği yaparak Terra Carta Tasarım Laboratuvarı’nı kurdu.  RCA, öğrencilerini ve yeni mezunlarını iklim krizine güvenilir ve sürdürülebilir çözümler geliştirmeye davet etti. Kazanan dört tasarımdan biri Türkiye’den Begüm ve Bike Ayaskan’a ait. 

Sürdürülebilir Piyasalar İnsiyatifi’nin bir parçası olarak kurulan ve adını Magna Carta’nın insanlara temel hak ve özgürlüklerine dair ilham vermesinden alan Terra Carta projesi doğayı, insanı ve gezegeni, küresel değer yaratmanın merkezine koyuyor. Doğanın değerli, yeri doldurulamaz gücü ile özel sektörün dönüştürücü inovasyonunu ve kaynaklarını bir araya getirerek bir plan sunmayı amaçlıyor.

Prens Charles’ın Royal College of Arts’ın kraliyet ziyaretçisi olması ve Johny Ive’un şansölye olması Terra Carta Tasarım Laboratuvarı'nın kurulmasının en büyük etmeni. Biyoçeşitliliği eski haline getirmek, sera gazlarını azaltmak, gelişmekte olan ülkeleri desteklemek ve insanların çevreleriyle yeniden uyum halinde olmalarını sağlayacak yeni bir ekonomik ve sosyal model keşfetmeleri için yeni girişimler arayan Tasarım Laboratuvarı, 2011'den 2021'e kadar mevcut RCA öğrencilerine ve mezunlarına çağrıda bulundu.

27 Nisan'da açıklanan kazanan dört kişi, Prens Charles, Johny Ive, RCA rektör yardımcısı Paul Thompson ve Terra Carta Tasarım Laboratuvarı ile Sürdürülebilir Pazarlar İnsiyatifi’nin destekleyici ortaklarından oluşan bir jüri tarafından seçildi. Kazananların her biri, Johny Ive rehberliğinde, Prens’in Sürdürülebilir Piyasalar İnsiyatifi ağına erişim sahibi oldu ve 50.000 £ değerinde ödüle layık görüldü.

İklim krizine farklı bağlamlarda çözümler arayan projenin kazananlarına birlikte göz atalım.

Begüm ve Bike Ayaskan kazanan dört tasarımdan birinin sahibi. Projelerinin odak noktası, önce Birleşik Krallık'ta ve ardından Türkiye'den başlayarak doğanın yenilenmesini ve ağaçlandırılmasını hızlandırmak. Dünya topraklarının üçte birinin ciddi şekilde bozulmuş olduğunu, toprağı iyileştirmeden tohumların hayatta kalma şansının oldukça düşük olduğunu savunan Begüm ve Bike, yenilenmeyi  hızlandırmak için doğayla birlikte çalışan, gıda atıklarından yapılan aerodinamik besin ve tohum kabukları tasarladı. Yiyecek atıklarından yapılmış, tohum ve besinlerle dolu olan Aerseed’ler, rüzgarla uzun mesafeler ve zorlu araziler boyunca taşınabiliyor. Aerodinamik Aerseed kabuklarının, insan faaliyetleri nedeniyle bozulan doğal ekosistemlerin yeniden ağaçlandırılmasına ve restorasyonuna yardımcı olması bekleniyor.

Türkiye’de büyüyen, İngiltere’de mimarlık eğitimi alan ikizler, 2016'da doğa, zaman, nesneler ve mekanlar arasındaki bağlantıları keşfetmek amacıyla disiplinler arasındaki sınırları bulanıklaştıran eserler yaratmak için Studio Ayaskan'ı kurdular.

Geri dönüştürülemeyen ve üretiminde çeşitli kimyasal maddelerin kullanıldığı dış mekan tekstillerine bir çözüm getiren AMPHIBIO ekibi, tasarladığı Amphitex ile geri dönüştürülmüş ve bitki bazlı hammaddelerin kombinasyonu ile ortaya çıkan, tamamen geri dönüştürülebilir, kimyasal içermeyen ve karbon-negatif bir dış mekan tekstili öneriyor.

Lastik aşınmasının dünyadaki en büyük ikinci mikroplastik kirletici olduğunu göz önünde bulunduran Siobhan Anderson, Hanson Cheng ve Hugo Richardson, The Tyre Collective ile sıfır emisyonlu mobiliteye geçişi hızlandırmak amacıyla tekerlekteki lastik aşınmasını tespit ediyor.

Her biri günde 400 litre metan soluyan 1,6 milyar inek, küresel ısınmanın önde gelen nedenlerinden biri. Francisco Norris tarafından geliştirilen Zelp, (Sıfır Emisyon Hayvancılık Projesi) ineklerin metan emisyonlarını gerçek zamanlı olarak nötralize etmek için tasarlanan giyilebilir bir cihaz. Zelp, ineklerin üzerine rahatça oturacak şekilde geliştirildi, böylelikle sürü içinde beslenme, geviş getirme ve herhangi bir etkileşimde hayvanlar üzerinde bir değişiklik yaratmıyor.