RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ
RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR :  59. VENEDİK BİENALİ

RÜYALAR, GERÇEKÜSTÜ DÜNYALAR VE KADIN+ SANATÇILAR : 59. VENEDİK BİENALİ

TASARIM   11.05.2022

3 yıl aradan sonra geri dönen Venedik Uluslararası Sanat Bienali, 23 Nisan - 27 Kasım 2022 tarihleri arasında izleyiciyle buluşuyor. Bu seneki ‘’ The Milk Of Dreams ‘’ isimli bienalde; Simone Leigh, Anish Kapoor, Uffe Isolotto, Yunchul Kim ve Türkiye Pavyonu’nu temsil eden Füsun Onur gibi sanat dünyasının önde gelen isimleri yer alıyor. Bienalin küratörlüğünü ise Cecilia Alemani yapıyor. Bienalde gözden kaçırılmaması gereken bazı sergilerden bir seçkiyi sizler için derledik.

Cecilia Alemani, bienalin The Milk of Dreams adını; Leonora Carrington'ın, yaşamın sürekli olarak hayal gücü prizması aracılığıyla yeniden tanımlandığı büyülü bir dünyayı betimleyen bir kitabından aldığını söylüyor. Herkesin değişebileceği, dönüşebileceği, bir şey ya da bir başkası olabileceği; olasılıklarla dolu özgür bir dünya. The Milk of Dreams sergisi de bizi ve Leonora Carrington'ın dünya dışı yaratıklarını, diğer dönüşüm figürleriyle birlikte, bedenlerin metamorfozları ve insan tanımları arasında farazi bir yolculuğa çıkarıyor.

 Günümüz dünyasının gerçekliği pandemi, ekonomik kriz ve savaşken; ‘’ The Milk of Dreams’’, hayallerden beslenerek kendi gerçeküstü dünyasını yaratıyor. Bunu yaparken güncel konulardan bağını koparmıyor ve bizi pek çok soruyla baş başa bırakıyor. İnsanı tanımlayan nedir? Hayatı ne oluşturur? İnsanı diğer canlılardan ayıran nedir? İçinde yaşadığımız gezegene ve diğer yaşam formlarına karşı sorumluluklarımız nelerdir? Ve dahası… Bizi, bu sorular eşliğinde; metamorfoz, birlikte yaşam, belirsizlik, başkalaşım, melezlemek gibi kavramların sunduğu alternatif gerçekliklere davet ediyor. Ayrıca bienal, hem sergi içerikleri hem de serginin çoğunluğunu oluşturan, kadın ve non-binary sanatçılar aracılığıyla, batı toplumu normlarından gelen; beyaz, cis-heteroseksüel erkek figürünün toplumu domine ettiği ve evrenin merkezi olduğu görüşüne meydan okuyor.

Bienalde gözden kaçırılmaması gereken bazı sergilerden bir seçkiyi sizler için derledik.

Kore Pavyonu

2022 Venedik Sanat Bienali'nde sanatçı Yunchul Kim, Kore Pavyonu'nu beş büyük ölçekli kinetik heykel ve mekana özel bir duvar çizimi ile hazırladı. Young-chul Lee'nin küratörlüğünü yaptığı Gyre isimli sergi; William Butler Yeats'in genişleyen bir girdabın dünyaya anarşiyi nasıl salacağını anlattığı "The Second Coming" adlı şiirinden ilham alıyor.

Yunchul Kim, kendi dünyasını yaratırken, enstalasyonları aracılığıyla pavyonu canlı bir bedene dönüştürüyor. Bu yerleştirmeler, sanatçının edebiyat, sanat, mitoloji, felsefe ve bilimi kaynaştıran disiplinler arası pratiğini yansıtıyor ve üç ana bölümden oluşuyor: The Swollen Suns, The Path of Gods ve The Great Outdoors. Serginin merkezinde ise 50 metre uzunluğundaki Chroma V heykeli yer alıyor. Büyük bir düğümle birbirine dolanmış yılan benzeri heykel, tüm sanat eserlerini ve çevresindeki alanları birbirine bağlıyor. Farklı bölümlerdeki yerleştirmelerden aldığı sinyaller sayesinde heykelin nabzı atıyor. Alandaki tüm yerleştirmeler birbirlerini tetikleyip harekete geçiriyor. Böylece Kim, pavyonun içinde yaşayan ve dönüşen kinetik-mekanik organizmalar yaratmış oluyor.

Danimarka Pavyonu

Sanatçı Uffe Isolotto’nun imzasını taşıyan, küratörlüğünü Jacob Lillemose’un üstlendiği “We Walked the Earth” sergisi, insan-at karışımı mitolojik bir yaratık olan centaurları konu ediniyor. Sergi, Danimarka çiftlik yaşamının tarihsel geçmişindeki unsurlar ile insan ötesi bir dünyadaki gerçeküstü geleceğin alışık olmadığımız olgularının harmanlandığı, rahatsız edici bir alternatif kurgu olarak üç kişilik bir aile etrafında dönüyor. Ailenin kim olduğu, onlara ve içinde yaşadıkları dünyaya ne olduğu çok muğlak. Uffe Isolotto'nun yarattığı dünyanın tamamı belirsizliklerle ve kontrastlarla dolu. Bir yanda dişi centaur doğum yaparken diğer tarafta erkek centaur kendini asarak intihar ediyor. Distopik bir kurgunun içinde umut kırıntıları gözümüze çarpıyor. Isolotto ise “Bildiğimiz kadarıyla insan olmanın yeterli olmadığı bir dünyada hayatta kalmaya çalışıyorlar” diyor. Bize insanlığın tanımını sorgulatırken melezlenmiş yaşam formlarının hayalini kurduruyor.

Türkiye Pavyonu

Küratörlüğünü Bige Örer’in üstlendiği “Evvel zaman içinde…” isimli sergi kapsamında sanatçı Füsun Onur, Türkiye Pavyonu için metal telleri bükerek ve şekillendirerek farklı karakterler ve bu karakterlerin hayatlarından çeşitli kesitler sunan sahneler yaratıyor. Sergi mekanına yayılmış bulutlar üzerinde tasvir edilen her bir sahne, bir araya gelerek bütünsel bir anlatı oluşturuyor. Ana karakterlerin fareler ve kedilerin olduğu bir masal üstüne kurulmuş bu dünyada, insanların yol açtığı ve gezegenin geleceğini tehdit eden pandemiyi öğrenen bir grup fare ve kedinin tüm dünyayı tehdit eden bu krize karşı birleşerek mücadele ettikleri bir senaryoya tanık oluyoruz. Yerleştirme, Füsun Onur’un yarattığı kurguya net bir son sunmuyor ve hikayenin sonunu ziyaretçinin hayal gücüne bırakıyor.

ABD Pavyonu

ABD Pavyonu’nu temsil eden ilk Afro-Amerikalı kadın sanatçı Simone Leigh , sömürgecilik tarihinin yükünü ve Siyah feminizmin vaadini araştırıyor. Sanatçının çeşitli formatlarda sunduğu birçok sanat eseri olsa da pavyon, özellikle Leigh'in büyük ölçekli heykel çalışmalarını öne çıkarıyor. 

Leigh, pavyonun iç mekanını Afrika kökenli sanattan ve geleneksel nesnelerden ilham alan heykellerle donatıyor. Sanatçı,  bronz ve seramik serisiyle, tarihsel kayıttaki boşlukları doldurmak için yeni melezlikler önererek tarihe müdahale ediyor. Bu müdahalede yerel mimari ve domestik alandaki geleneksel nesneler kadın bedeniyle buluşuyor. Bunun ötesinde Leigh, Afrika'nın yerel ve geleneksel malzemelerini kullanarak binanın kendisini bir heykele dönüştürüyor. Sonuç olarak bütün eserler ortak bir paydada buluşuyor: Afrikalı Kadın öznelliği; benlik duyguları, emekleri, yaşanmışlıkları ve iç dünyaları...

İngiltere Pavyonu

2022 Venedik Uluslararası Sanat Bienali kapsamında, Rijkmuseum’un direktörü Taco Dibbits'in küratörlüğünü yaptığı; Anish Kapoor’un 1980'lerden son aylara kadar oluşturduğu eserlerden kapsamlı bir retrospektif sunuluyor. Yeniden açılan Palazzo Manfrin'de ve Gallerie dell'Accademia'da yer alan sergi, Kapoor'un pratiğinin tüm vizyoner yelpazesini göstermeyi amaçlıyor. ‘’Anish Kapoor in Venice’’ isimli sergi iki bölümden oluşuyor ve toplamda yaklaşık 60 eser içeriyor.

Kapoor, mekanı kontrastlarla donatıyor. Retrospektif unsurları, daha önce hiç görülmemiş parçalarla; dağınık, mekana saçılmış kan kırmızısı yerleştirmeleri ise  Vantablack heykelleriyle birleştiriyor. Turning Water Into Mirror, Blood into Sky (2003) ve Destierro (2017) gibi eserlerde cennet, cehennem, dünya ve deniz kavramları çağrıştırılıyorken, Split In Two Like a Fish de dahil olmak üzere sergideki birçok eserde vulva ve vajinalara yani kadın anatomisi ve doğurganlığa açık referanslar hakim. Bunun ötesinde pavyona genel bir bakış atıldığında, enstalasyonların mekanla organik bir bağ kurduğunu; yerleştirmelerin yaşayan, ölen, gebe kalan ve başkalaşan uzuvlar haline geldiğini gözlemliyoruz. 



Sayfanın Başına Dön