SEYYAR ARABALARA DÖNÜŞ
SEYYAR ARABALARA DÖNÜŞ
SEYYAR ARABALARA DÖNÜŞ
SEYYAR ARABALARA DÖNÜŞ
SEYYAR ARABALARA DÖNÜŞ
SEYYAR ARABALARA DÖNÜŞ

SEYYAR ARABALARA DÖNÜŞ

TASARIM   2.06.2020

Bizden önceki kuşakların gündelik hayatında daha fazla yeri olan, bizim de halen karşılaştığımız seyyar arabalar, ortaya çıkan yeni ihtiyaçlarla birlikte yakın gelecekte hayatımıza daha fazla girecek olabilir.

COVID-19 salgınıyla birlikte dışarı çıkma kısıtlamalarının hayatımıza girmesi, ihtiyaca yönelik yeni bir takım uygulamaları beraberinde getirdi. Aslında bunların bazıları, mevcut kimi alışkanlıkların yeniden belirmesi olarak ortaya çıktı. O nedenle tamamını yenilik olarak tarif etmektense, bazıları için yeniden hayatımıza girenler demek daha doğru. Seyyar arabalar gibi...

Seyyar tezgah ve arabalar gündelik kent yaşamının bir parçası. Simitçi, dondurmacı arabalarına alışkınız. Mevsimine göre bunlara meyve arabaları da ekleniyor. Bu arabalar çoğunlukla sokak sokak gezerek değil, belli noktalarda durarak hizmet veriyor. Diğer yandan sokak sokak gezen hurdacı ve eskiciler var. COVID günlerinde bunlara ekmek, su, gazete ve ramazan pidesi satan arabalar da eklendi. Gerçi bunlar daha ziyade binek otomobiller veya dağıtım arabalarına benzer araçlar olarak karşımıza çıktı. Yine de bu yeni duruma cevap olarak çoğalan dağıtım ihtiyacı söz konusu olunca, insanın aklına seyyar arabaların, çeşitli amaçlarla, daha çok insana ulaşacak şekilde, ekonomik ve pratik formlarda nasıl kullanılabileceği sorusu geliyor? Bu bağlamda yakın geçmişte geliştirilen bazı projeleri hatırlamak faydalı olabilir.

Gezici Dergi

Joseph Grima'nın kurucuları arasında yer aldığı Space Caviar ekibi tarafından geliştirilen FOMO (Fear of Missing Out), canlı etkinliklerden ve sosyal medyadan aldığı verileri derleyen ve bunları basılı bir dergi halinde sunan gerçek zamanlı bir yayın algoritması. FOMObile adındaki seyyar araba benzeri fiziksel yapı ise, bu mekanizmayı taşımaya yarıyor. Proje, etkinlik ve sergileri bir tür laboratuvar olarak kullanan bir araştırma olarak ortaya çıktı. İlk olarak 2014 yılında Milano Tasarım Haftası sırasında kullanılan FOMO, sonrasında 2015’te V&A müzesindeki "What is Luxury?" sergisinde yer aldı. FOMO temelde belirli bir hashtag ile veri filtrelerine göre sosyal medya etkileşimlerini toplayan özel yapım bir yazılım. Toplanan veriler, önceden tanımlanmış bir tasarım şablonuna göre yazdırmaya hazır bir PDF'de düzenleniyor, ardından daraltılabilir bir mobil yayıncılık platformu olan FOMObile tarafından anında yazdırılıp, ciltlenip dağıtılıyor. Ve tüm bunlar yazılım ve baskı mekanizmasının yer aldığı tekerlekli seyyar araba ile mekana taşınıyor. Bu araba üzerinde gerçekleşen yayıncılık denemesi ise kendi başına bir performans.

Seyyar Ajans

Seyyar Ajans, İstanbul Bilgi Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı bölümünde, Avşar Gürpınar, Onur Eker ve Berilsu Tarcan yürütücülüğünde gerçeklesen Velocity Stüdyosu öğrencileri Beyza Özmen ve Beril Çalışır taraflarından tasarlanan bir proje. Proje ekibi, yaptıkları araştırma sonucunda, seyyar servis sağlayıcıların, çevreye uyum sağlama ve ihtiyaçları karşılama yeteneğine sahip nesneler olarak İstanbul bağlamında önemli olduğu sonucuna ulaşıyorlar. Bu araçlardan ilham alan ekip,  haber erişimini odaklarına alarak, haber toplama, haber yapma ve haberi sunma nesnelerini içinde barındıran bir seyyar araba geliştiriyorlar. Proje kapsamında geliştirilen seyyar araba, "Tarihte Bugün"ü led ekranında göstererek, hoparlöründe şu slogan ile haberi termal baskı yöntemi ile insanlara sunuyor: "Vatandaşın dikkatine! Haberleri ayağınıza getirdik! Memleketten, dünyadan, insan haklarından, kadın haklarından, işçi haklarından, ekonomiden, ekolojiden, spordan, kentten, bilimden son dakika haberler termal baskı yöntemiyle beş dakikada hazırlanır, hemen teslim edilir! En doğru haber".

Sokak Yiyeceği Yazıcısı

2012 yılında gerçekleşen 1. İstanbul Tasarım Bienali kapsamında yer alan bu proje ise insanları yemek tasarımıyla buluşturmayı hedefleyen, dijital ve analog malzemelerle yapılmış deneysel bir seyyar araba çalışmasıydı. Bienalin iki ana sergisinden biri olan "Adhokrasi" bünyesinde sergilenen ve Jose Ramon Tramoyeres, Paco Morales, Luis Fraguada ve Deniz Manisalı tarafından gerçekleştirilen çalışma ilk olarak aynı yıl Milano Tasarım Haftası’nda Palazzo Clerici’nin barok yemek salonunda idi. Proje, çikolata ve peynirle çalışmak üzere modifiye edilmiş bir Makerbot üç boyutlu yazıcıdan oluşuyordu. Üretim teknolojisi, mimarlık ve mutfak arasında bir buluşma noktası keşfeden tasarımcıların bu projesi, İstanbul’da çok daha fazla insana ulaşması amacıyla yeniden geliştirildi. Yazıcının bir el arabası içinde İstanbul sokaklarında dolaşıp, bir arayüz sayesinde yoldan geçenlere kendi tasarımlarını yaratmaya davet etmesi amaçlandı. Proje bienal süresince ziyaretçilerin kendi tasarımları olan çikolataları bastığı bir kurguda sergilendi.

#İstanbul Bilgi Üniversitesi #FOMobile #Velocity #seyyar #tasarım #İstanbul Tasarım Bienali #Milano Tasarım Haftası


Sayfanın Başına Dön