SÜRDÜRÜLEBİLİR MALZEME TASARIMI VE ENDÜSTRİ

Plastiğin biyolojik çeşitlilik ve iklim değişikliği gibi konularda yarattığı olumsuz etkiler, toplumu bu konuda daha duyarlı olmaya itiyor. Giderek bilinçlenen toplumla birlikte, farklı sektörlerden pek çok marka sürdürülebilir bir gelecek etrafında şekillenerek, malzemelerini ve üretim yöntemlerini gözden geçiriyor. İsveçli tasarım danışmanlığı platformu Form Us With Love, üretilen atıkları malzeme kaynağı olarak yeniden tanımlıyor.

Giderek artan plastik miktarı, küresel ısınmayla birlikte Dünya’nın en büyük problemlerinden biri haline geldi. National Geographic’e göre her yıl %91’i geri dönüştürülmeyen 8,3 milyar metrik ton plastik üretiyoruz. Dünyadaki çoğu plastik ürün, tek bir kullanımdan sonra atık hale geliyor.

Plastiğin biyolojik çeşitlilik ve iklim değişikliği gibi konularda yarattığı olumsuz etkiler, toplumu bu konuda daha duyarlı olmaya itiyor. Giderek bilinçlenen toplumla birlikte, farklı sektörlerden pek çok marka sürdürülebilir bir gelecek etrafında şekillenerek, malzemelerini ve üretim yöntemlerini gözden geçiriyor.

İsveçli tasarım danışmanlığı platformu Form Us With Love, üretilen atıkları malzeme kaynağı olarak yeniden tanımlıyor. Bunun için farklı firmalarla yaptıkları işbirlikleri ile kolektif bir çalışma ağı yaratıyor. Tasarımın, bu bağlamda önemli bir rolü olduğunu savunan platform, gezegeni ve canlı yaşamını iyileştirmeye odaklanıyor ve çevresel sürdürülebilirliğe katkıda bulunuyor.

Form Us With Love tasarımlarından derlediğimiz bir seçkiyi sizlere sunuyoruz.

İtalyan markası La Cividina ile işbirliğiyle geliştirdikleri Join Koleksiyonu kanepe, puf ve koltuktan oluşuyor. Koleksiyonda kullanılan geleneksel işçilik ile zanaat kültürü destekleniyor. Fütüristik bir yaklaşımla oluşturulan Join, kamusal alana ergonomik tasarımlarıyla sıcak bir atmosfer getiriyor. For Us With Love bu koleksiyon ile kamusal ve özel alanlar arasındaki ayrımı soyutlaştırmayı hedefliyor.

IKEA ile yaptıkları işbirliğinde ise ahşap endüstrisinden çıkan atıkları ve pet şişe atıklarını geri dönüştürerek 2 farklı tasarım oluşturuyorlar. IKEA’nın ikonik sandalyelerinden Odger, üretimden arta kalan talaşlardan oluşuyor. Sandalyenin birleşiminde herhangi ek bir malzeme kullanılmıyor ve oturma alanı ile ayaklar sıkı geçme detayıyla birleştiriliyor. KUNGSBACKA ise plastik şişelerin geri dönüştürülmesiyle oluşan mutfak dolap kapağı olarak karşımıza çıkıyor. Tasarımda birim başına 25 plastik şişe kullanılıyor ve bu proje büyük hacimlerde de dönüştürülmüş plastik kullanılabileceğine işaret ediyor.

İsveç’te bulunan Emmaboda, Uppvidinge, Nybro ve cam üreticisi firma Maleras Glasbruk ile çalışan sürdürülebilir kalkınma odaklı kuruluş RISE’daki cam araştırma laboratuvarıyla işbirliği geliştiriliyor. Bu işbirliği kapsamında camın kullanım alanlarını araştırıp, dekontamine camın endüstriyel ölçekte nasıl dönüştürülebileceğine ve kullanılabileceğine odaklanıyorlar. Bu doğrultuda bir dizi cam karo geliştiriyorlar. Tasarlanan karolar banyo, mutfak gibi mekanlarda kullanılabiliyor.

Mobilya tipolojisinin yelpazesi, gün geçtikçe genişliyor. For Us With Love bu doğrultuda mobilya markası MDD ile geliştirdiği işbirliğinde çelik malzemesiyle oynayarak ulaşılabilir, dayanıklı ve çok yönlü bir koleksiyon geliştiriyor. New School adlı koleksiyon, sandalye ve masalardan oluşuyor. Geleneksel okul mobilyası formundan ilham alarak tasarlanan koleksiyon renkleri, özgün açılardan bükülen sandalyeleri ve modüler masalarıyla farklılaşıyor.

MDD işbirliğiyle geliştirdikleri bir diğer seri ise Stilt. Yaşam alanı ve ofislere entegre edilebilen, kişiselleştirilebilir, portatif mobilya fikriyle yola çıkılan süreçte, çalışma alanları için sağlam ve yaşam alanları için yalın olacak bir sandalye tasarlanıyor. Koleksiyon, modüler şekilde genişleyebilen oturma birimi, sehpa ve raflardan oluşuyor. Bu da hem ofis hem de ev için uyumlu bir kullanım alanı sağlıyor.