TASARIMIN SAĞLIK HAMLESİ
TASARIMIN SAĞLIK HAMLESİ
TASARIMIN SAĞLIK HAMLESİ
TASARIMIN SAĞLIK HAMLESİ
TASARIMIN SAĞLIK HAMLESİ
TASARIMIN SAĞLIK HAMLESİ
TASARIMIN SAĞLIK HAMLESİ
TASARIMIN SAĞLIK HAMLESİ
TASARIMIN SAĞLIK HAMLESİ
TASARIMIN SAĞLIK HAMLESİ

TASARIMIN SAĞLIK HAMLESİ

TASARIM   18.09.2020

Tasarımın sağlık sektöründeki varlığı cihazların tasarımı ve hastane mimarisi gibi lanlar üzerinden biliniyordu. Ancak pandemi döneminde bu iki alan arasındaki ilişki daha fazla merak konusu olmaya başladı. Salgın döneminde müdahaleyi kolaylaştıracak, hastane yoğunluğunu rahatlatacak bir takım solunum cihazı tasarımlarından, özel maske ve siperlik prototiplerine kadar salgın merkezleri çeşitli ürünler tasarımcıların ve doktorların ortak çalışmaları sonucu geliştirildi. Zira müdahale ve tedavi sürecinin farklı aşamalarının sorunsuz bir şekilde ilerlemesine ve hatta işleyen bir bilgi akışına yardımcı olacak, iyi tasarlanmış görsel iletişim malzemelerine ve fiziksel alanlara acilen ihtiyaç duyuldu.

Doktorların ve sağlık çalışanlarının çoğunlukla zorunlu bir şekilde devreye aldığı ‘adhoc’ çözümler olsa da, bunların daha işlevsel ve pratik bir şekilde uyarlanması ve üretilmesi, ancak tasarımcıların sürece dahil olmasıyla olabildi. Dolayısıyla dünyanın farklı bölgelerinde görev yapan kimi doktorlar, hastanelerin koronavirüsle mücadele yöntemlerinden ameliyathanelerin düzenine ve tıbbi çizelgelerin tasarımına kadar her şeyi iyileştirmek için tasarımcılara ihtiyaçları olduğunu iletiyordu.

Pandemi döneminde üniversitelerin tasarım bölümlerinde ve araştırma enstitüleri de sağlık alanında geliştirilebilecek projeler, kullanılabilecek malzemeler ve üretim metotlarıyla ilgili çeşitli çalışmalar yapıldı. Bunların bazıları üretime geçti bile. Massachusetts Institute of Technology’den (MIT) araştırma ekibi, paket halinde gelen ve katlanabilen tek kullanımlık yüz kalkanlarını toplu üretmeye başlamıştı. Ayrıca Rhode Island School of Design mezunları tarafından koronavirüs salgını sırasında artan tıbbi malzeme talebini karşılamak için yüz kalkanları tasarladı.

Türkiye’de de salgının ilk döneminde Nurus markası tarafından tasarlanan ve üretilen COVID-19 Test Ünitesi, ilk kurulumu Ankara’daki bir Devlet Hastanesi’nde yapıldıktan sonra, on adet üretilerek çeşitli hastanelerde kurulumu gerçekleşti. Günde 300 ila 500 arasında testin hızlı ve güvenle yapılabilmesini mümkün kılan ünitenin tüm üretim verileri marka tarafından açık kaynak olarak paylaşıldı.

Pandemi dönemi öncesinde, son yıllarda sağlık alanında tasarımcılar tarafından gerçekleştirilen çarpıcı bazı projeleri tasarım editörü ve yazar Alice Rawsthorne bir süre önce kendi Instagram sayfasında yayınladığı özel seriler içinde, ‘Design and Heath’ başlığı altında paylaşmıştı. Bunlar arasında mimar Francis Kéré tarafından Burkina Faso’da bir köyde, ekstrem iklim koşullarına uygun şekilde tasarlanan sağlık merkezi, Perulu tasarımcı Paula Cerméno Leon’un bitkilerin sağlık alanında nasıl kullanılabileceğine dair araştırmasının sonucu olarak İsviçre Alplerindeki bitkilerden ürettiği iyileştirici ürünler, Rwanda ve Ghana’da drone ile tıbbi cihaz teslimatı yapan ve teslim ettiği kan üniteleri ile geçtiğimiz yıllarda iki yaşında bir çocuğun hayatının kurtulmasını sağlayan Zipline aracı, ihtiyaca göre kişiselleştirilebilen ve 3D baskı teknolojisi ile üretimleri pratikleşen protez ürünler gibi örnekler yer alıyordu.

#tasarım #sağlık #pandemi #maske tasarımı #hastane #Nurus #Massachusetts Institute of Technology #Rhode Island School of Design #Alice Rawsthorne #Francis Kéré #Paula Cerméno Leon #Zipline


Sayfanın Başına Dön