TOPLUMSAL İFADE ALANI OLARAK KENT YÜZEYLERİ
TOPLUMSAL İFADE ALANI OLARAK KENT YÜZEYLERİ
TOPLUMSAL İFADE ALANI OLARAK KENT YÜZEYLERİ
TOPLUMSAL İFADE ALANI OLARAK KENT YÜZEYLERİ
TOPLUMSAL İFADE ALANI OLARAK KENT YÜZEYLERİ
TOPLUMSAL İFADE ALANI OLARAK KENT YÜZEYLERİ
TOPLUMSAL İFADE ALANI OLARAK KENT YÜZEYLERİ
TOPLUMSAL İFADE ALANI OLARAK KENT YÜZEYLERİ
TOPLUMSAL İFADE ALANI OLARAK KENT YÜZEYLERİ
TOPLUMSAL İFADE ALANI OLARAK KENT YÜZEYLERİ
TOPLUMSAL İFADE ALANI OLARAK KENT YÜZEYLERİ
TOPLUMSAL İFADE ALANI OLARAK KENT YÜZEYLERİ

TOPLUMSAL İFADE ALANI OLARAK KENT YÜZEYLERİ

TASARIM   29.07.2020

Mayıs ayında Minneapolis’te polis tarafından gözaltına alınırken hayatını kaybeden George Floyd’un ölümü ülke genelinde, hatta küresel ölçekte protestolara sebep oldu. Amerika’daki protestolar sırasında Beyaz Saray’ın önündeki 16. Cadde’nin üzerine koskocaman sarı harflerle yazılan, metrelerce uzunluğundaki ‘Black Lives Matter’ yazısı, kentin sokaklarının toplumsal tepkilerin kitlelere yayılması anlamında nasıl bir zemin olabileceğini gösterdi. İnsanların patenlerle, kaykaylarla boyama yaparak ortaya çıkardığı yazının tamamlanması için, Washington  D.C yerel yönetimi sokağı boşalttı ve bu sırada Belediye Başkanı tarafından, caddenin bu bölümünün bundan sonra ‘Black Lives Matter Plaza’ olarak adlandırılacağını duyurdu.

 

New York’un Harlem ve Manhattan bölgeleri ise sokak ölçeğinde benzer şekilde, özellikle siyah sanatçılarla bölgede yaşayanların birlikte ürettiği mural işlere sahne oldu. Foley Square’de yere boyanan aynı yazının her harfi başka bir sanatçı tarafından tasarlandı ve boyandı. Örneğin ‘B’ harfi Ganalı doğumlu bir sanatçı olan Tijay Mohammed tarafından tasarlandı ve birlik, miras gibi kavramları temsil eden Kente kumaş tasarımı ve Adinkra sembolleri kullanıldı. Brooklyn’de yaşayan görsel sanatçı Sophie Dawson polis cinayetlerinde çocuklarını yitiren annelerin yüzlerinden oluşan ‘L’ harfini yaptı. (Kaynak: New York Times)

 

Kentin çeşitli sokak ve duvarlarının, sokak ressamları, mural sanatçılar ve kentlilerin kendisi tarafından farklı bağlamlarda ifade zemini olarak kullanıldığı başka örnekler de biliyoruz. Geçtiğimiz yılın sonlarında Şili’de gayrimenkul sektörüne yönelik protestolarda mimarlık öğrencilerinin, iyi konutlara eşit erişimi savunmak üzere apartmanlara yaptıkları çizimler de bu anlamda örneklerden biri idi.

 

Toplumsal hassasiyeti olan meselelerin kentin içinde, kamusal alanda, sanatsal üretim aracılığıyla tüm kentlilerin dikkatini çekmesi, kimi zaman da tanımlı projeler üzerinden gerçekleşebiliyor. Bunun İstanbul’daki örneklerinden birisi, Yanköşe sanat platformunun dördüncü edisyonunda ağırladığı Vahit Tuna’nın ‘İsimsiz’ başlıklı projesi.

 

2017 yılında hayata geçen ve Kahve Dünyası’nın desteklediği bir kamusal sanat projesi olan Yanköşe; Kabataş’taki Meclis-i Mebusan Caddesi’nde konumlanmış olan Kahve Dünyası şubesinin dış duvarı ve onu kesen duvarda, yaklaşık 260 metrekarelik bir alana yayılıyor. Proje kapsamında her yıl iki sanatçının / ekibin mekanın özelliklerini göz önünde bulundurarak ürettikleri projeleri ağırlıyor.

 

Vahit Tuna’nın ‘İsimsiz’ projesi her iki duvara nizamlı bir şekilde dizilmiş 440 çift siyah kadın ayakkabısından oluşuyor. Projenin çıkış noktası Türkiye’de sayıları gitgide artan kadın cinayetleri ve bu ayakkabılar da 2018 yılında Türkiye’de erkekler tarafından çeşitli şekillerde ve sebeplerle öldürülen kadınların sayısına ve ölen kişilerin ayakkabılarının evlerinin kapısının önüne bırakılması geleneğine işaret ediyor. Yanköşe kapsamındaki ilk proje olan Nermin Er’in, 120 kuş evi ile bir ses kaydından oluşan yerleştirmesi 'Tek Göz Oda' da benzer şekilde 'yaşam hakkını betonlaşma ile çaldığımız kuşlara alan açmayı hedefliyordu' (Kaynak: Yanköşe)

#kent #sokak #mural #sokak sanatı #toplumsal #black lives matter #Yan Köşe #Vahit Tuna


Sayfanın Başına Dön