EKOLOJİK RESTORASYON
EKOLOJİK RESTORASYON

EKOLOJİK RESTORASYON

KONUK YAZAR   5.08.2021

1972 yılında Birleşmiş Milletler, Stokholm’de Çevre Konferansı’nda çevreyle ilgili ilk uluslararası toplantıyı gerçekleştirdi. Bu toplantıda alınan kararla 5 Haziran’ın, çevrenin korunması konusunda dünya çapında farkındalık yaratılması adına “Dünya Çevre Günü” olarak anılması kararı alındı. “Sadece bir Dünya var.” sloganı temeline dayanan bu günün kutlamalarının her yıl çevre ve farkındalık üzerine farklı temalarla anılıyor, 2021 yılında ise bu tema Ekosistem restorasyonu oldu. 

Peki nedir bu ekosistem restorasyonu? Toplumsallığı, mesafeyi, birlikte nasıl yaşayacağımızı yeniden düşündüğümüz bugünlerde ne anlama geliyor? Çevre ile ilgili konular pandemi ile birlikte daha çok gündeme gelir oldu. Bununla birlikte doğa ve çevre terminolojisi kullanılırken sık rastlanan kavram karmaşası, yüzeysel bilgiler de arttı diyebiliriz. Şimdi biraz ayıklamaya çalışalım, önce bir ekosistemin, ardından da restorasyonunun ne anlamlar içerdiğine bakalım. 

Ekolojik Sistem’in kısaltması olarak kullanılan Ekosistem coğrafi bir alanı ifade eder; içerisinde bir birini besleyen canlı ve cansız varlıkların olduğu bir yaşam ağıdır. Dış faktörlerden kolayca etkilenir, kendi dengesini korumak ister, koruyamadığında dönüşür. Yalnızca flora ve faunadan değil, yerşekilleri, hava sıcaklığı, yağış, nem gibi meteorolojik faktörlerden de etkilenir. Ekosistem küçük ya da büyük olabilir, bir üst katmanda Biyomlarda diğer ekosistemlerle birleşir. Orman, çöl, göl, tundra gibi doğal alanlar Biyomdur örneğin ve içlerinde pek çok farklı ekosistemi barındırır. 

Dünya Çevre Günü kapsamında bu yıl anılan Ekosistem restorasyonu, geniş tanımıyla Ekolojik Sistem Restorasyonu da bugün Peyzaj Ekolojisi alanında akademik olarak oldukça yaygın bir çalışma alanı. Amacı bahsettiğim ekosistemler içerisindeki tahrip olan ilişkilerin onarımı. Bilindiği gibi restorasyon kavramı, eski yapıların ya da eserlerin aslına sadık kalarak, bozulmadan onarılması işlemi için kullanılır. Belirli bir kapsamı, yönetmeliğe bağlı kuralları ve buna bağlı olarak da bir uygulama alanı vardır. Ekolojik restorasyonu da bu kapsamda aynı hedefleri güden, fakat yapı yerine daha büyük ölçekli coğrafya parçalarına odaklanan bir çalışma alanı olarak düşünebiliriz. Bu ömrünü tamamlamış bir maden ocağı olabilir, metan gazı yüzünden tehlike teşkil eden çöplük alanı olabilir, ya da tarım ilaçları yüzünden tüm canlı varlığını yitirmiş bir sulak alan olabilir. Nasıl bir yapı, restorasyon prensiplerine göre aslına sadık kalınarak onarılmaya çalışılıyorsa, yıpranmış ya da bozulmuş bir peyzaj (burda insan müdahelesi görmüş coğrafi yer olarak kullanıyorum) parçasının da bu şekilde yeniden onarmanın ya da canlandırmanın teknikleri var. 

Ne yazık ki yaşadığımız çevreyi yalnızca bizlere, insana aitmiş gibi yaşıyoruz. Ortak yaşam alanlarımızın önemini de doğal afetlerle karşılaştıkça, bozuk altyapıların yarattığı sağlıksız koşullarda barınmak zorlaştıkça ve daha önemlisi sağlık problemleri ve ekonomik sıkıntılar yaşamaya başladıkça hatırlıyoruz. Bu alışkanlıkları değiştirmeden yol almak mümkün değil. Fakat geri dönüşü olmadığını düşündüğümüz çevre problemlerine tasarım ve mühendisliği birleştirerek gerçekçi çözümler üretmek mümkün. Bu kapsamda ekosistemleri analiz edip tahribatlarını ölçümleyen ve yok olan ilişkilerin yeniden kazanılması için süreçler tasarlayıp bunu hayata geçirecek adımları kurgulayan çalışmalar yürütülüyor. Bu çalışmaların çok disiplinli ekipleri alanın genel karakteri ve ihtiyacına göre şekilleniyor. Özellikle flora, fauna türleri ve içerdiği doğal sistemlerin niteliği, onarım kapsamı için belirlenen hedefler çalışma ekibinin hangi disiplin ve uzmanlık alanlarından oluşacağını belirliyor. Hangi uzmanlığın hangi aşamada devreye gireceği, uzmanlıklar arası bilgi akışının hangi detayda paylaşılacağı bu işin koordinasyonunda, en önemli kısmı da bu. Hedefin sonuçtan çok sürecin kendisi olduğu uzun soluklu yeni bir planlama anlayışı bu. 
 
Planlama ve mekan pratikleri bu şekilde düşünmek ve üretmek üzere kendilerini geliştiriyor, öğreniyor. Ekolojik restorasyona ihtiyacımız çok var ve ben gelecekte ayrı bir disiplin olacağına inanıyorum. Bu Doğa’ya bir özür borcu ya da günah çıkarma değil, gelecek nesillere karşı sorumluluğumuz diye düşünüyorum. 
#ÇevreKonferansı #DünyaÇevreGünü #Ekosistem #restorasyon


Sayfanın Başına Dön