ACİL KORONA MEKANLARI
ACİL KORONA MEKANLARI
ACİL KORONA MEKANLARI
ACİL KORONA MEKANLARI
ACİL KORONA MEKANLARI
ACİL KORONA MEKANLARI
ACİL KORONA MEKANLARI
ACİL KORONA MEKANLARI
ACİL KORONA MEKANLARI
ACİL KORONA MEKANLARI

ACİL KORONA MEKANLARI

MİMARİ   4.06.2020

COVID-19 pandemisinde, çeşitli mekan tasarımı ve kent ölçeğinde organizasyon önerilerini hayata geçirebilmek amacıyla gönüllü mimarlar tarafından kurulan çözüm ağı Acil Korona Mekanları'yla konuştuk.

Acil Korona Mekanları bu sıralar neler yapıyor? 
Bu sıralar, çözüm ağında 6 ana başlıkta toplanan projelerin üretim/etaplama süreçleri ve maliyetleri üzerinde çalışıyoruz. Bu başlıklar; karantina birimi, geçici barınma birimi, yoğun bakım ünitesi, teşhis tedavi birimleri, yeniden işlevlendirme projeleri ve karma projelerden oluşuyor. Pandemi sürecinde oluşabilecek olası sağlık mekanları ihtiyacına hazırlıklı olabilmenin bir pratiği olarak gördüğümüz ve deneyimlediğimiz süreci yine aynı kapsamda devam ettirme amacındayız. Mayıs ayında kurumlarla olan diyaloglarımızda ülkemizdeki sağlık mekanlarının ve üretimlerinin şu an yeterli olduğu bilgisini aldık ancak olası bir ikinci dalga için ya da ağda tasarlanan olan projelerin alternatif kullanım ihtimalleri için çalışmalarımızı sürdürmeye devam ediyoruz. Bir yandan projelerin detaylı maliyetlerine çalışırken bir yandan da özellikle modüler projelerin prototiplerinin üretilmesi için fon sağlamaya çalışıyoruz.

Bu proje çalışmaları esnasında, süreçte yeni gelişen ihtiyaçlara yönelik oluşan çalışma grupları da projelerini tamamlamak üzere. Bunlardan biri gönüllülerimizin gözlemleri ve yerel yönetimlerle diyaloglarımız esnasında ihtiyacı tespit edilen semt pazarlarının pandemi günlerine ve fiziksel mesafeye göre düzenlenmesine yönelik önerileri içeren çalışma. İstanbul'daki birkaç ilçe belediyesi, bazı Ege ve Tekirdağ belediyeleriyle bu önerilerin uygulanmasına yönelik görüşme ve çalışmalarımız devam ediyor.  Bir diğer çalışma da aşı ve ilaç bulunana kadar uzun süre hayatlarımızda etkili olacağı öngörülen pandeminin yaşam alanlarımıza etkisi üzerine. Bu çalışma grubu da, bulaş olasılıklarında evde karantinada kalınması gereken durumlar ya da bulaş riskinden korunabilmek için daha çok evde kalmak zorunda kaldığımız bu zamanlar için yaşam alanlarımızı düzenlemeye yönelik önerileri içeren bir rehber katalog tasarımını tamamlamak üzere.

Bir yandan da tüm dünyada 'yeni normalleşme' olarak tariflenen pandemi sürecindeki önlemlerin gevşetilmesi sürecini ilgiyle takip ediyoruz. Salgına rağmen sosyal hayatın devamı ve gündelikleşme olarak tariflediğimiz bu duruma ve ihtiyaç duyulan geçici tasarım ve çözüm önerilerine kafa yormamız da kaçınılmaz görünüyor.

En başa dönüp genel bir değerlendirme yapabilir misiniz? 
Aralık 2019'dan beri seyrini takip ettiğimiz ve tüm dünyada etkili olan pandemiyle mücadele, kuşkusuz birçok disiplini harekete geçirdi ve çözüm arayışlarını çeşitlendirdi. Türkiye'deki ilk vaka görülmeden önce dünyadaki gelişmeleri izlerken sağlık çalışanları ve ekipmanlarına olan ihtiyacın yanı sıra Çin ve İtalya'daki örneklerde olduğu gibi sağlık mekanlarına da ihtiyaç duyulduğunu kaygıyla takip ediyorduk. 11 Mart tarihinde ülkemizde ilk vakanın da görülmesinin ardından bizler de bu mücadelede mimarlık alanına düşebilecek görevlere dair nasıl katkı verebiliriz diye kafa yormaya, tartışmaya başladık. Dünyadaki gelişmeleri takip ederken farklı ülkelerde bu ihtiyaca dönük çabaları da izliyorduk. İtalyan mimarlar Carlo Ratti ve Italo Rota'nın, koronavirüs pandemisine karşı savaşan hastanelere eklenebilecek bir nakliye konteyneri içinde ek yoğun bakım kapsülleri tasarımı olan CURA da bizlere ilham oldu. Böylece Acil Korona Mekanları da ülkemizdeki olası sağlık mekanları ihtiyacına hazırlıklı olma arzusuyla doğmuş oldu.

Daha önce çeşitli mesleki dayanışma gruplarının içinde yer almış bir grup mimar olarak 29 Mart'ta çağrı yaptık. Amacımız mimarlarla sınırlı kalmayacak multidisiplinler, kolektif ve gönüllü bir tasarım ve iş birliği süreci ören bir ağ yaratmaktı. Çağrımız kısa sürede çok yoğun ve güzel bir dönüş aldı. 300'ü aşkın gönüllümüzden oluşan 51 tasarım ve 3 araştırma grubu yoğun bir şekilde çalışmalara başladı. Yine gönüllülerimizden oluşan bir danışman grubumuzdaki doktor, makine mühendisi, elektrik mühendisi, kimya/malzeme mühendisi ve sağlık alanında uzman, mimar arkadaşlarımıza hem tasarım sürecinde ve hem de canlı yayınlarla danışma imkanlarımız oldu. 15 Nisan tarihi itibarıyla ağımıza gerek bahsettiğimiz bu tasarım gruplarımızdan gerekse açık çağrımıza kulak veren başka tasarımcılardan projeler ulaşmaya başladı. Nisan sonu itibarıyla da projeler internet sitemizde açık kaynak olarak yayınlanmaya başladı. 

Kolektif olarak süreç içinde en çok zorlandığınız şey ne oldu?
Açık çağrımıza dönüş yapan gönüllülerimizin bazıları kendi tasarım gruplarıyla ağımıza katıldı. Bazıları ağımızda buluştu ve grup oldu. Araştırma gruplarınınsa tamamı ağda bir araya gelen gruplardı. Birbirini hiç tanımayan tasarımcıların hele ki böyle zorlu günlerde 'online' ve kolektif biçimde üretmeye çalışıyor oluşu oldukça zorlayıcı bir parametreydi ancak bu zorluk aynı zamanda ağımızı besleyen, büyüten, heyecanlı ve dinamik olmasını da sağlayan en önemli unsurlardan biriydi.

Süreci kaç katılımcıyla tamamladınız? 
Şimdiye kadarki süreci yaklaşık 250 gönüllüyle yürüttük. Süreç tamamlanmış değil, yukarıda da bahsettiğimiz gibi gelişen durumlara göre değişerek devam ediyor hatta hala ağımıza katılan yeni gönüllülerimiz oluyor. Bu kolektif ve multidisipliner oluşum için yüzde vermemiz gerekirse yaklaşık % 55'inin mimar, % 10'unun iç mimar, %4'ünün mühendis (inşaat, makine, elektrik elektronik, kimya, çevre, malzeme mühendisleri), % 3'ünün şehir bölge plancısı, %3'ünün endüstri ürünleri tasarımcısı; %2'sinin peyzaj mimarı, %14'ünün bu bölümlerin öğrencileri, %4'ünün tasarımcı, grafik tasarımcı, yayıncı, editör, çevirmen, % 2'sinin doktor ve sağlık personeli ve % 2'inin de sosyolog ve psikolog olduğunu söyleyebiliriz.

Süreç içinde destek aldığınız kurumlar oldu mu?
Süreç içinde herhangi bir kurumdan doğrudan destek almadık; süreç ağdaki gönüllülerin kolektif çalışmalarıyla örüldü. Tabii ki iletişim halinde olduğumuz, beslendiğimiz, dolaylı olarak destek aldığımız ya da danıştığımız birçok kurum, meslek örgütü, STK, dernek oldu. TTB üyesi hekim arkadaşlarımızdan tıbbi bilgiler aldık, yoğun bakım ya da karantina birimleri konusunda hastanelerle görüştük, geçici barınma birimleri ve semt pazarlarının düzenlenmesi konularında birçok yerel yönetimle görüşmeye devam ediyoruz. Halk yararına proje geliştirme konusunda deneyimli olan STK ve derneklerle tecrübelerini paylaşmak üzere buluşmalar gerçekleştirdik. HİM, MAD, GAR, Adana Mimarlar Derneği bunlara örnek verilebilir.

Acil Korona Mekanları'nın farklı alt başlıklarla üretilen çıktıları ne olacak?
Acil Korona Mekanları Ağı'nda üretilen çıktılar öncelikle internet sitemizde açık kaynak olarak yerini aldı. Pandemi esnasında oluşabilecek bir mekansal ihtiyaç halinde ülkemizde veya dünyada herhangi bir yerde herhangi bir kişi, kamu yararına olmak ve kar amacı gütmemek şartıyla bu projeleri halkın yararına kullanabilir. Fon arayışlarımızın bir diğer sebebi de bu kapsamda internet sitemizi İngilizce ve mümkünse birkaç dilde daha hazırlayabilmek.

İnternet sitemiz ve sosyal medya hesaplarımızın yanı sıra projelerin katalogları da hazırlanarak valilikler, il sağlık müdürlükleri, belediyeler gibi ilgili kurumlara ulaştırılıyor. Böylece kurumların ağdan haberdar olması ve olası bir ihtiyaç halinde 200'ü aşkın gönüllünün hazırlamış olduğu bu projelerin kamu yararına kullanıma açık olduğunun duyurulması amaçlanıyor. Gönlümüz tabii ki hiç ihtiyaç olmamasından yana. Bu çalışmaları olası bir ihtiyaca hazırlıklı olmanın pratiği olarak görüyoruz. Bir yandan da deprem ülkesi olduğumuzu da göz önünde bulundurarak ağımızda hazırlanan projelerin olası bir deprem durumunda da kullanılabileceğini düşünüyoruz. Geçici barınma birimi projelerinin olası bir deprem halinde ya da mülteciler, mevsimlik tarım işçileri, evsizler gibi dezavantajlı grupların kullanımında da çözüm olabilmesini hayal ediyoruz. Bu açıdan özellikle modüler birimlerin prototiplerini üretecek aşamaya gelebilmek bizim için çok önemli.

Dünyanın dört bir yanında, hali hazırda kullanılmayan pek çok yapı pandemi döneminde hastaneye dönüştürüldü. Bu tip uygulamalar hakkında neler söylemek istersiniz?
Coronavirus salgını sürecinde dünyadaki mimar ve mühendisler, kolektif emek ve multidisipliner çalışmayla mevcut yapıları hızla yeniden işlevlendirerek sağlık merkezlerine çevirilmesini sağladılar. Stadyum, otopark, fuar merkezleri ve halka açık park alanları gibi... Bu yeniden işlevlendirme örnekleri, mevcut hastanelerin mekansal işleyişlerinin yeterli olmadığı salgın koşullarında öncelikle sağlık çalışanlarının korunabilmesi, salgının seyrinin kontrol altına alınabilmesi, COVID-19 olan ve olmayan hastaların birbirleriyle temas etmeden tedavi alabilmesi için çok önemliydi. Sağlık sisteminin ve sağlık çalışanlarının virüsten korunabilmesi için de işlevsel ve hızlı çözümlerdi. 

Burada, İtalya'nın Bergamo şehrinde bir fuar alanının hızla pandemi hastanesine dönüştürülmesi organizasyonundan Sergio'nun söyledikleri önem kazanıyor. Mevcut hastanelerin kapasiteleri dolduğu anda, gerek yoğun bakım gerekse izolasyon koşulları gerekli bulunan hastalar için fuar merkezini Coronavirus bulaşma koşullarına göre düzenlemişler. Mesela ileri düzeyde COVID-19 hastaları, yoğun bakım hizmeti alabilmeleri için geniş bir koridorla (yaklaşık 12 m), orta düzeyde ve hafif seyreden hastalardan ayrılmış. Orta seyir ve hafif seyirli hastalar için ayrılan alanlarda koridorlar 4-6 m arasında tutulmuş. Bunun sebebi, doktorlar tarafından ağır hastaların solunumları ya da entübasyon işlemleri sırasında daha yoğun miktarda virüs yaymaları olarak belirlenmiş. Virüs bulaşıcılığı ve virüsün özellikleri hala keşfedilme aşamasında olduğu için bu tip sahadan gelen bilgiler ciddi önem kazanıyor. Deneyimlerden de öğrenmek gerektiğini düşünüyoruz. 

Dünyanın bir çok kentinde açık otoparklara insanların araçlarından inmeden test yaptırabilecekleri teşhis tanı üniteleri yerleştirildi. Bu uygulama da hastanelere başvuran hasta sayısını azaltmak için ve hastanelere gelmeyen insanlarda virüs taraması yapılabilmesi için işleri kolaylaştırdı. Bu süreçte pandemiyle mücadelede her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğunu öğrendik. Önemli olan zamana karşı hızlı refleks geliştirebilmek, kirli-temiz hastane ayrımını hızla yapabilmek, sağlık çalışanlarını koruyabilmek için büyük olanaklar sağlayan, pandemi koşullarına göre organizasyonu değiştirilebilen sağlık merkezleri için geniş açıklıklı mekanlarda sağlık mekanları yaratabilmekti.

Burada Londra'daki NHS Nightingale Hastanesi'ni örnek vermek isteriz. ExCel Fuar Merkezi'ni 4.000 yataklı NHS Nightingale'e dönüştürmeye yardımcı olan, mimarlık ve mühendislik BDP firması çalışanı Hepburn'e göre kongre merkezlerini Coronavirus hastanelerine dönüştürmek, yoğun bakım kapasitesini artırmanın en etkili yolu. Hepburn, "Çözümler basit, tekrarlanabilir ve modüler olmalıdır" diyor. Mimarlık stüdyosu, dönüşümü detaylı açıklayan teknik bilgilerin de olduğu çok güzel bir poster hazırlamıştı. Çok sayıda klinisyen, danışman, yüklenici, ExCel yönetim ekibi ve İngiliz Ordusu ile çalışan BDP, yaklaşık 2 hafta içinde 4.000 yatağa kadar genişletilebilen hastaneyi kurdu. Binanın mevcut imkanlarını ve tesisatını verimli kullanarak çok hızlı bir şekilde işleyen bir hastane oluşturuldu. Merkezi alan, koruyucu kıyafet giyme bölümlerinden ayrılmış ve binanın doğusuna personel kantini, tanı odası ve morg inşa edilmiş. Sağlık personeli, YBÜ'ne ve KKD'lerin takılıp çıkarılmasına izin veren don ve doff odaları üzerinden gidiyor. Bu ayrım, enfeksiyon kontrolünün anahtarı olduğu belirtiliyor. Dönüşümün en zor kısımlarından biri, her bir yatak için gerekli olan elektrik ve diğer hizmetleri sağlamak olmuş. Sergi için kullanılan geçici tesisatlar, teknisyenler tarafından üç metrelik yatak başı kanallarını beslemek için kullanılmış. Çözümlerin esnek, hızlı inşa edilmesi ve uygunluk faaliyetlerinin hemen başlayabilmesi için tedarik kanalları da eş zamanlı olarak dikkate alınmış. BDP ekibi, ExCel Fuar Merkezi'nin NHS Nightingale Pandemi Hastanesi'ne dönüşümünün, tüm dünya için öğretici olmasını umuyor. Nitekim Duabi'de bir fuar alanı bu yöntemleri kullanarak pandemi hastanesine dönüştürüldü. 

ExCel Fuar Merkezi, 4000 hasta kapasiteli, 42'şer yataklı 80 koğuştan oluşan pandemi hastanesine dönüştürülmesinde, 160'dan fazla yüklenici yer almış. 200 ordu mühendisi 15 saatlik vardiyalarla çalışarak görev yapmış. Özellikle fuar alanlarının, spor mekanlarının bu dönemde hastaneye, karantina mekanlarına dönüştürülmesi öncelikle çok akut bir duruma karşı bulunan pratik bir çözüm yolu. Böyle dönüştürülen pek çok örnek inceledik dünyadan. İngiltere'de EXCEL, Madrid'de IFEMA Fuar alanları, Berlin Havalimanı, Çin'de spor salonları, Hindistan'da tren vagonları gibi pek çok deneyim yaşandı. Dikkat çekmek istediğimiz noktalardan birisi, en önemli şeyin organizasyon olduğu. Hasta ya da ana kullanıcı nereden girecek, nasıl bir karşılamadan sonra hangi yoldan nereye yönlendirilecek gibi soruların iyi işlemesi sağlık çalışanlarının zorlu işlerini daha kolay yapabilmelerini de sağlayan bir durum. Bir diğer konu tabii ki mevcut mekanların dönüşümü, pandemi döneminde organizasyonun hızlıca yapılabilmesine olanak tanıdı. Biraz önce saydığımız örnekler, hızla yayılan salgın koşullarında yine bu hızla işler hale gelmiş örnekler. Bir örnek daha vermek isteriz. Şu an dünyada pandeminin merkez üssü haline gelmiş Amerika'da, Amerikan Mimarlar Enstitüsü mimarlara ve kamu yetkililerine mevcut kamu yapılarının sağlık yapısı haline getirilmesi için sorumluluk ve gönüllülük çağrısı yapmıştı. 

COVID-19 sürecinde ortaya koyulan global önerileri göz önünde bulundurursak başarılı bulduğunuz bir proje önerisi var mı? 
Öncelikle sürecin çok başında önemli bir öneri olarak İtalya'dan bir yoğun bakım ünitesi tasarımı olan CURA'yı saymak isteriz. Acil Korona Mekanları Ağı'na da biçimsel anlamdan öte ortaya çıkış derdi olarak çok ilham verdiğini de söyleyelim. CURA bir nakliye konteynerini iki kişilik yoğun bakım ünitesine dönüştüren bir proje. Projenin mimarları Carlo Ratti ve Italo Rota ilk prototipi Torino'nun merkezindeki Officine Grandi Riparazioni kompleksi içinde inşa edilen geçici hastaneye yerleştirildi ve ilk hasta 17 Nisan'da kabul edildi. CURA, tüm teknik özellikleri ve çizimleri paylaşılan açık kaynaklı bir proje. Bizim için harekete geçmek konusunda ilham olmasının ötesinde, gerçekten ciddi bir ihtiyaca hızla yanıt verebilmesi açısından (İtalya'daki salgının boyutu ülkemizden çok farklı ve trajik) hem de dünyanın dört bir yanındaki tasarımcıların bu projeyi yoğun bakım üniteleri oluşturmak için uyarlamalara başlamaları açısından değerli. Kanada, ABD, BAE salgının ikinci dalgası için kendi birimlerini inşa etmeye başladılar bile. 

Filipinler'de WTA Mimarlık ve Tasarım Stüdyosu'nun Filipin Ordusu için tasarladığı hastane projesi uygulanmış bir örnek ve tüm dünyaya açık kaynak erişimine açılmış olması oldukça başarılı bulduğumuz bir proje. Yukarda bahsettiğimiz NHS Nightingale Hastanesi başarıyla uygulanmış ve titizlikle düşünülmüş bir proje, bu projenin de teknik bütün bilgileri açık kaynak olarak paylaşıldı, deneyim aktarımı da yapıldı ve Dubai'de bu veriler kullanıldı. Bizim için multidisipliner ve kolektif emekle küresel bir pandemi mücadelesine dair iz taşıyan her çaba çok kıymetli. Biz de bu çabanın bir parçası olmayı umuyoruz. Madrid'de IFEMA Fuar Alanı'nın hastaneye dönüşüm organizasyonu da ilham verici. Bir de bu örnekte bir kolektif gönüllülük çatısının kurulduğu Madrid Topluluğu ile yapılıyor olmasını da anmadan geçmeyelim. 

Pandemi sonrası dönemde, sağlık yapılarının tasarımında ne tür değişimler göreceğiz?
Bu şimdiden mimarlık camiasında tartışmaya başlanan bir konu. Fakat ancak süreç ilerledikçe (aşı bulunup yaygınlaşana kadar) bu tartışmaların mekansal yansımalarını görmek mümkün olacak. Havalandırma sistemlerinin virüs dolaşımına engel olacak şekilde HEPA filtreli olarak düzenlenmesi, hastane odalarının gerektiği durumda yoğun bakım hizmeti verebilecek donanım için maksimum elektrik prizi ve tesisatı ile donatılması, hastanelerin ve aile sağlık merkezlerinin triyaj bölümlerinin sağlık çalışanlarını koruyabilecek şekilde bağımsız birimler olarak tasarlanabilmesini çok önemli buluyoruz. Pek çok doktor ve sağlık çalışanımız enfekte oldu, çok değerli doktorlarımızı ve sağlık emekçilerimizi kaybettik. Onları koruyabilmek adına bu tip mekansal değişiklikler çok önemli. Bir de doktorların acil servis ve yoğun bakım birimlerine hizmet veren koridorların genişletilmesi talebini duyduk. Bu tip kullanıcı talepleri acil servis doktorlarına ve sağlık çalışanlarına danışılarak mimarlar tarafından mutlaka değerlendirilmeli. 

#Acil Korona Mekanları #Covid-19 #Coronavirus #Koronavirüs #röportaj


Sayfanın Başına Dön