Gecekondu Mimarlığı: Quinta Monroy - Alejandro Aravena
Gecekondu Mimarlığı: Quinta Monroy - Alejandro Aravena
Gecekondu Mimarlığı: Quinta Monroy - Alejandro Aravena
Gecekondu Mimarlığı: Quinta Monroy - Alejandro Aravena
Gecekondu Mimarlığı: Quinta Monroy - Alejandro Aravena
Gecekondu Mimarlığı: Quinta Monroy - Alejandro Aravena
Gecekondu Mimarlığı: Quinta Monroy - Alejandro Aravena
Gecekondu Mimarlığı: Quinta Monroy - Alejandro Aravena
Gecekondu Mimarlığı: Quinta Monroy - Alejandro Aravena
Gecekondu Mimarlığı: Quinta Monroy - Alejandro Aravena
Gecekondu Mimarlığı: Quinta Monroy - Alejandro Aravena
Gecekondu Mimarlığı: Quinta Monroy - Alejandro Aravena
Gecekondu Mimarlığı: Quinta Monroy - Alejandro Aravena
Gecekondu Mimarlığı: Quinta Monroy - Alejandro Aravena
Gecekondu Mimarlığı: Quinta Monroy - Alejandro Aravena
Gecekondu Mimarlığı: Quinta Monroy - Alejandro Aravena
Gecekondu Mimarlığı: Quinta Monroy - Alejandro Aravena
Gecekondu Mimarlığı: Quinta Monroy - Alejandro Aravena
Gecekondu Mimarlığı: Quinta Monroy - Alejandro Aravena
Gecekondu Mimarlığı: Quinta Monroy - Alejandro Aravena

Gecekondu Mimarlığı: Quinta Monroy - Alejandro Aravena

MİMARİ   20.02.2015

Enformel kentleşmenin Türkiye’deki adı olan “gecekondu” hep olumsuz anlamlar çağrıştıracak biçimde kullanılıyor. Kentlerimizin en büyük sorunu olarak ‘çarpık kentleşme’ görülüyor, çarpık yapıların yıkılıp yerine ‘düzgün’ binalar inşa edilmesi gerektiği savunuluyor. Ancak gecekondunun, Türkiye’de 1950’lerden sonra gelişen sanayileşmenin kışkırtmasıyla kentlere akan binlerce işçinin konut sorununa cevap veren, ‘düzgün’ olmasa da tatminkar bir çözüm olduğu unutuluyor.

Şili de, Türkiye gibi bu süreci yaşayan ülkelerden biri. Şili’li mimar Alejandro Aravena’nın başında olduğu Elemental adlı grup, gecekondu olgusunu analiz edip, ondan aldığı ilhamlarla kentleri iyileştirmenin yollarını arıyor. Modernizmin toplu konut bloklarının yüzyılımızın kentleşmesine bir çözüm olamayacağının çoktan anlaşıldığını, ortaya kendiliğinden bir çözüm olarak çıkan gecekonduların ise temel kentsel hizmetlerden yoksun, sağlıksız ve güvensiz olduğunu ortaya koyuyor. Bu durumda yeni bir yol aramak gerekiyor. Aravena’nın kentleşme sorununa getirdiği çözüm önerisi, formel tasarım ile enformel kentleşme pratiklerinin bir sentezi. Gecekondu inşa sürecinde, kullanıcının kendi emeğini kullanması ve evini zamanla genişletmesi, ekonomik ve sürdürülebilir olduğu gibi, kullanıcının yaşadığı yapılı çevreye yabancılaşmasını da önlüyor. Bu değerlendirmelerden yola çıkarak tasarlanan ‘Quinta Monroy’ projesinde yarısı boş yarısı dolu sıraevler inşa edilerek kullanıcılara sağlıklı ve ekonomik olarak ulaşılabilir küçük evler sağlanması amaçlanıyor. Kullanıcının, yarısı boş olan alanı ekonomik gücüne bağlı olarak zamanla ve istediği biçimde kapatarak evine dahil edebileceği öngörülüyor. Nitekim, 2004’te inşa edilen projede kullanıcılar gerçekten de kendi ihtiyaçlarına ve zevklerine göre boşlukları, gecekondu yapar gibi doldurmuşlar.

Aravena’nın yaklaşımı gecekonduyu ne ötekileştiriyor ne de romantize ediyor. Gecekondu olgusunun gerçekliğini kabul etmiş olması ve ondan aldığı ilhamla formel tasarım anlayışını birleştirmesi; yarının şehirlerini düşünmemiz açısından, Türkiye için de ufuk açıcı bir örnek olabilir. 

Konuk Yazar: Mesut Öztürk

#mimari #architecture #Quinta Monroy #Alejandro Aravena #Şili #Elemental #Mesut Öztürk #gecekondu #ev #çarpık #kentleşme #şehir #urban #urbanism #guest #konuk


Sayfanın Başına Dön