SNØHETTA - WORLD ARCHITECTURE
SNØHETTA - WORLD ARCHITECTURE
SNØHETTA - WORLD ARCHITECTURE
SNØHETTA - WORLD ARCHITECTURE
SNØHETTA - WORLD ARCHITECTURE
SNØHETTA - WORLD ARCHITECTURE
SNØHETTA - WORLD ARCHITECTURE
SNØHETTA - WORLD ARCHITECTURE
SNØHETTA - WORLD ARCHITECTURE
SNØHETTA - WORLD ARCHITECTURE
SNØHETTA - WORLD ARCHITECTURE
SNØHETTA - WORLD ARCHITECTURE
SNØHETTA - WORLD ARCHITECTURE
SNØHETTA - WORLD ARCHITECTURE
SNØHETTA - WORLD ARCHITECTURE
SNØHETTA - WORLD ARCHITECTURE
SNØHETTA - WORLD ARCHITECTURE
SNØHETTA - WORLD ARCHITECTURE
SNØHETTA - WORLD ARCHITECTURE
SNØHETTA - WORLD ARCHITECTURE

SNØHETTA - WORLD ARCHITECTURE

MİMARİ   28.09.2015

Danimarka Mimarlık Merkezi (DAC), İskandinavya’nın şu sıra en çok konuşulan mimarlık ofislerinden biri olan Snøhetta’yı ağırıyor.

Snohetta, aynı zamanda Norveç’te bir dağın ismi. Snøhetta’nın mimarlık dünyasında iz bırakan en önemli projesi, bir buz dağı görünümünde olan ve kıyı-kent arasında yarattığı kamusal alanlarla harika bir iş çıkardıkları Oslo Opera House.

DAC’ta yer alan sergi, Snøhetta’nın sadece yapılarının anlatıldığı herhangi bir mimarlık sergisi değil. Hem mimari projelerdeki, hem de çalışma prensiplerindeki bütüncül ve sosyal-demokrat yaklaşım biçimlerini anlatıyor. Bu yüzden serginin ismi “People, Process, Projects”.

“İnsan, doğa ve mimarlığı bir potada eritirsek, eşitlik için bir arzu ortaya çıkar. Bu eşitlik arzusu, sadece insanlar arasında değil, insan-peyzaj-bina arasındadır.” Bu anlayışı ifade eden, Snøhetta’nın Oslo ofisindeki merdivenleri, herkesin eşit mesafede birbirine baktığı, konuştuğu, birbiriyle buluştuğu bir mekan. Sergide yer alan, bir amfiyi andıran merdiven ise, Snøhetta’nın Olafur Eliasson ile Londra Serpentine Gallery için 2007’de tasarladıkları merdivenden esinlenmiş. Snøhetta, çalışma şekillerini farklı başlıklar altında şu şekilde tanımlıyor:

Yemek Masası: Günlük hayatlarımızın merkezine oturan ve içsel değerlerimizin bir yansıması olan bir obje. Snøhetta’nın birçok çalışması bu masada başlar ve sonlanır. Kendi değerlerimiz ne ise, masaya onu koyar, ondan besleniriz. Aynı evimizdeki yemek masaları gibi. 

Idea Work: Snohetta’nın projelerindeki araştırma sürecini formüle ettiği bir süreç.

Craving Wonder: Yorumlama ve esinlenmeye açık olmak. Bu yaklaşım bir projeyi alıp bambaşka bir yere götürebilir.

Transpositioning: Snøhetta tarafından uyarlanan bu tanım, “Bulunduğun konum ve yerden uzaklaşıp, her ne/kim isen o olmamak ama bir başkası olmak,” anlamına geliyor.

Liberating Laughter: Gülmeyi özgür kılmak. Birlikte, ekipçe gülmeye başlarsak, bu bir dönüşümdür ve kendimizi, kısıtladığımız durumlardan özgür bırakırız.

#mimari #snohetta #DAC #Danimarka Mimarlık Merkezi #iskandinavya #people #process #project


Sayfanın Başına Dön