THE HOUSE OF REMEMBRANCE: AYNI ÇATI ALTINDA

Neri & Hu, geleneksel Çin evi tipolojisi Siheyuan'ı Singapur'da birlikte yaşayan üç kardeş için çağdaş bir yaklaşımla yeniden yorumladı. Bu geleneksel yaklaşım, günümüzde; ‘toplumsal yaşam ve kolektif hafıza mekansal olarak nasıl ifade edilebilir?’ sorusunu sorduruyor. 

Günümüzde pandemi süreci insanoğluna birlikte yaşamanın farklı yönlerini deneyimletti ve bu konuda yaratıcı çözümler geliştirmelerini teşvik etti. Özellikle kentlerde tek başına yaşayan 30 yaş altı genç kuşak, pandemi döneminde freelance çalışma süreçlerinde kent merkezlerindeki yaşam masraflarını karşılayamadılar. Bir yandan da aile olarak aynı çatı altında kalmak fikri yeniden gündeme geldi.

Gayrimenkul değerleme uzmanı Zillow’a göre, Mart-Nisan 2020 arasında 2.7 milyon Amerikalı genç yetişkin, ebeveynlerinin yanına taşındı. Bu yer değiştimelerin çoğunluğu 18-25 yaşları arasındaki Z kuşağında gözlemleniyor. Neri & Hu’nun Singapur’daki son projesi birlikte yaşama kavramına yaratıcı bir perspektif sunuyor.

Neri & Hu, geleneksel Çin evi tipolojisi Siheyuan'ı Singapur'da birlikte yaşayan üç kardeş için çağdaş bir yaklaşımla yeniden yorumladı. Nesiller boyunca aktarılan ve aile konutları için fonkiyonel çözümler sağlayan bu geleneksel yaklaşım, günümüzde; ‘toplumsal yaşam ve kolektif hafıza mekansal olarak nasıl ifade edilebilir?’ sorusunu sorduruyor.

Bu proje için Neri & Hu, "Aynı çatı altında yaşamak, birlikte yaşamak demektir ve bu anlayış, topluluk kavramını, özellikle de samimi bir bağlamda, bu proje için hazırlanmış forma bağlayan bağlantı noktasıdır,” diyor.

‘’The House of Remembrance’’ olarak anılan iki katlı evin tamamı, kardeşlerin merhum annesi için merkezi bir anıt alanı olarak belirlenen bahçenin etrafında yer alıyor. Dış cephe ise evin önceki tasarımından  kalan ve mekanı çevreleyen bitki örtüsüne bakıyor. Evin tüm kamusal ve özel işlevleri, zemin ve üst kat arasında bölünmüş. Zemin katın salon, mutfak, yemek  odası ve çalışma odası gibi ortak yaşam alanlarını her iki tarafta da peyzaj karşılıyor. Mekanın dairesel organizasyonu ile tüm ortak yaşam alanları merkezi bir bahçe üzerinden birbirine bağlanıyor.

Tasarımın en önemli elemanlarından biri de çatı. Çatının işlevsel önemini ve müşterinin çatının formuna olan duygusal bağlılığını anlayarak, eğimli çatının sembolik doğasını benimsedik ve onu ‘avlu evinin’ yeniden yorumlanmasıyla birleştirdik,” diyor. Bu yüzden eğimli çatı, üst kattaki özel yaşam alanlarını gizleyerek evin tek katlı olduğu izlenimini verirken Siheyuan tipi evlerin mimarisine göz kırpıyor. Çatı pencereleri ve cam duvarları ise, yatak odalarının dış balkonlarını doğaya bağlayarak alt kattaki ortak alanlardan mahremiyet sağlıyor.  

 Yapının malzemeleri daha çağdaş seçimlerken; bina, mimarisiyle ve peyzajla kurduğu ilişkisiyle kökenlerine bağlı kalmayı başarıyor. Sonuç  olarak, Neri & Hu; geleneksel yaşam biçimini ve davranışsal örüntülerini yansıtırken aynı zamanda insan ile doğanın bir arada yaşamasına olan  saygıyı vurguluyor. Ortak yaşam ve kolektif hafızanın bugün nasıl görünebileceğinin çağdaş bir temsilini güçlü bir mekansallaştırma ile  sağlayarak, sorularımıza tatmin edici bir cevap veriyor.