SVETLANA KANA RADEVIC
SVETLANA KANA RADEVIC
SVETLANA KANA RADEVIC
SVETLANA KANA RADEVIC
SVETLANA KANA RADEVIC
SVETLANA KANA RADEVIC

SVETLANA KANA RADEVIC

TASARIM   27.07.2021

22 Mayıs’tan bu yana devam eden Venedik Bienali 17. Uluslararası Mimarlık Sergisi’nin dikkat çeken sergilerinden biri, Karadağ ve Amerika kökenli bir ekip tarafından hazırlanan, Svetlana Kana Radevic’in hayatını ve çalışmalarını gözler önüne seren Skirting the Center. Kariyeri boyunca Yugoslavya, ABD ve Japonya’da çalışan Radevic, mimarlıkta kamusal alanın nasıl kullanılabileceğine dair özgün ve çarpıcı örnekler ortaya çıkarmış bir isim.

Radevic’in tasarladığı anti-faşist anıtlardan, otellerden, konut projelerinden ve hükümet binalarından oluşan bu seçki; fotoğraflar, orijinal çizimler, yazışmalar ve kişisel arşivinden çıkan diğer belgeler eşliğinde sergileniyor. Böylelikle onun mimarisinin bir yandan yerel malzemeler kullanırken dönemin Brütalist tarzına da atıfta bulunan özgün yapısı gözler önüne seriliyor. Nitekim sergi metninde ön plana çıkarılan Podgorica Oteli ve Zlatibor Oteli’nin hem kent sakinlerine hem de uluslararası ziyaretçilere açılabilmesi, Petrovac Apartman Binası’na heykele benzer bir ön cephe eklenebilmesi ve Barutana’daki Düşmüş Savaşçılar Anıtı’nın anti-faşist ideolojinin simgesi hâline gelmesi bu özgün tarzın korunmasında saklı.

Radevic’in tasarımları Yugoslavya’nın savaş sonrası modernizmiyle nasıl ilişkilendiğini takip etmek için iyi örnekler teşkil etmenin yanı sıra uluslararası akımlardan ilham alsa da piyasanın koşullarından bağımsız, yerel malzemeler kullanılarak üretilen yapıların, kamusal alanın nasıl kullanılabileceğine dair değerli sözler söyleyebileceğine işaret ediyor. Kadınların o sıralar dünya mimarlık piyasasındaki yeri ve yabancı bir ülkeden gelen mimarların mevcut paradigmaların aksine hareket etmesinin zorluğu göz önünde bulundurulursa, Radevic’in ABD ya da başka bir Doğu Avrupa ülkesinde benzer bir kariyer inşa etmesinin pek mümkün olmayacağı görülebiliyor. Öte yandan serginin küratörlerinden Dijana Vucinic’in işaret ettiği gibi Karadağ Üniversitesi’nin 1974’te kurulduğunu, mimarlık fakültesinin ise uzun yıllar sonra açıldığını, dolayısıyla Radevic’in fikirlerini ve çalışmalarını aktarabileceği kurumsal bir yapılanmanın Karadağ’da mevcut olmadığını, bu yüzden de onun mirasını Yugoslavya’nın ve dünyanın mimarlık tarihi bağlamında değerlendirmenin zorluğunu hatırlamak gerekiyor. Yine de uluslararası mimarlık kamuoyunun onunla tanışmasına, bu diyaloğun bir yerden başladığına şahit olmak heyecan verici.

Venedik Bienali 17. Uluslararası Mimarlık Sergisi kapsamında ziyarete açılan Skirting the Center, 21 Kasım’a dek devam edecek.

Kaynak: Jacobin

Can Koçak

#VenedikBienali #SvetlanaKanaRadević


Sayfanın Başına Dön