TASARIM HEYKELDEN NE ÖĞRENEBİLİR?
TASARIM HEYKELDEN NE ÖĞRENEBİLİR?
TASARIM HEYKELDEN NE ÖĞRENEBİLİR?
TASARIM HEYKELDEN NE ÖĞRENEBİLİR?
TASARIM HEYKELDEN NE ÖĞRENEBİLİR?
TASARIM HEYKELDEN NE ÖĞRENEBİLİR?

TASARIM HEYKELDEN NE ÖĞRENEBİLİR?

TASARIM   7.08.2021

The Making of Rodin adlı sergi, 18 Mayıs’tan bu yana Tate Modern’da devam ediyor. Auguste Rodin gibi bir figür üzerine yeni bir söz söylemek pek kolay değil, ama 9 bölüme ayrılmış sergi, heykelden hareket ederek tasarım için de geçerli olabilecek bazı noktalara temas ediyor. Üç örnek üzerinden açıklamaya çalışalım.

Ecole des Beaux-Arts tarafından defalarca reddedildikten sonra bir stüdyoda asistan olarak çalışmaya başlayan Rodin, 30’lu yaşlarının ortasında Auguste Neyt adlı Belçikalı bir askeri model alarak yaptığı Tunç Çağı adlı eseriyle dikkat çekiyor. Bu heykel o kadar gerçekçi ki figürü eliyle yontmadığına, dökümü direkt öznenin bedeninden aldığı kalıp üzerinden yaptığına dair bir suçlamayla karşılaşıyor. Bu, sonradan klasik heykelin kurallarını reddederek güzelliği idealleştiren, insan bedeni üzerinden modern zamanların kırılımlarını, karmaşıklıklarını ve belirsizliklerini yansıtan tarzının başlangıcına işaret ediyor. Kariyerinin başlangıcıyla ilgili de "Sanatçı olmak için zanaatkâr olarak başladım. Bu iyi bir yöntem, hatta tek yol bu," ifadesini kullanıyor. Tasarımla zanaatın ilişkisinin tekrar keşfedildiği ve sıklıkla vurgulandığı bir dönemde tarihin en önemli heykeltıraşlarından birinin bu ifadesini akılda tutmakta fayda var.

"Sabır, bir eylem biçimidir." Serginin odaklandığı bir diğer unsur, temelini bu cümlede buluyor. Parçalama, çoğaltma, tekrar, büyütme ve ayrık parçaları birleştirme gibi öğelerin Rodin elindeki kullanımı gözler önüne serilirken onun bilindik eserleri kadar alçılarının da yaratıcı süreci için ne denli önemli olduğu vurgulanıyor. Nitekim kariyeri boyunca ortaya çıkmış alçılar tüm alana yerleştirildiğinde serginin tamamı Rodin’in stüdyosunda geziyormuş hissi uyandırıyor, kusursuz son ürünlerdense yaratıcı kazalara dikkat çeken bir nitelik kazanıyor.

Dikkat çeken bir diğer unsur ise serginin geçmişle hesaplaşma biçimi. Rodin’in heykel sanatı için önemi yadsınmazken (aksi takdirde ona odaklanan bir sergi yapılması pek de mantıklı olmazdı) onun kadın modelleriyle kurduğu eşitsiz ilişki ve heykellerindeki diğer kültürleri reddeden "beyazlık" sorunsallaştırılıyor. Sergi, Rodin’in eserlerinden bazılarının Avrupa sömürgeciliği aracılığıyla Paris’e gelen sanat eserlerinin süslenmesine dayalı olduğunu hatırlatarak bunun adını "kültürel yağmacılık" olarak koymaktan da imtina etmiyor.

The Making of Rodin’i 21 Kasım’a dek ziyaret etmek mümkün.

Can Koçak

#TheMakingofRodin #TateModern #AugusteRodin #sergi


Sayfanın Başına Dön