Kenti Sarmalayan Bir Etkinlik: Londra Tasarım Festivali

Londra, 2003 yılından beri düzenlenen ‘Tasarım Festivali’ sırasında bir şenlik alanına dönüyor. Tabanlıoğlu Mimarlık ve Arik Levy de bu yıl “Transition; Warm/Wet”/ “Geçiş; Sıcak/Islak” başlıklı enstalasyonlarıyla Somerset House’un 10 Tasarımcı konuğu arasındaydılar.

Londra’ya ilk kez 30 yıl önce gittiğimde kentin tasarımından ve geçmişi olanca görkemiyle yansıtan mimarisinden çok etkilenmiştim. Sonra 2000 yılında Richard Roberts’ın Milenyum Kubbesi, 2002’de Toyo Ito ve Cecil Balmond’un tasarladığı Serpentine Köşkü, 2003’de Lord Norman Foster ve Ken Shuttleworth’ün 30 St. Mary Axe gibi yüzyıla imzasını atan binalara ev sahipliği yapsa da Londra’nın çehresi pek fazla değişmedi.

Ancak iki yıl bir aradan sonra gittiğimde Londra’yı hayal etmediğim kadar büyük bir değişim içinde gördüm. Kentin neredeyse yüzyıllardır değişime ayak direyen  Kings Cross gibi bölgelerindeki yeni yapılaşma ve süre gelen inşaatlar gerçekten şaşırttı. 

Londra büyük bir yenilenme ve dönüşüm içinde. Bir yandan eski binalar restore edilirken bir yandan da modern bloklardan oluşan mahalleler inşa ediliyor. Mimarideki değişim İngilizlerin dekorasyon anlayışına da yansımışa benziyor. 

Artık mağazaların vitrinlerinde klasik “İngiliz tarzı”nı yansıtan mobilyalar, aksesuarlar yok denecek kadar az. Özellikle de Conran Shop gibi tasarım dükkanlarının vitrinlerine bakarken kendini İskandinav kentlerinden birinde zannedebiliyor. Minimalist, doğal malzemeye ağırlık veren kuzeyin dekorasyon anlayışı Londra’yı da etkisine almış gibi.

MİMARİ VE TASARIM AYRILMAZ İKİLİ

Mimari, tasarım birbirinden ayrılmaz disiplinler. 2003 yılında, Sir John Sorrel ve Ben Evans tarafından Londra’da yaratıcılığı ortaya koymak, çeşitli alanlardaki önemli yetenekleri bir araya getirmek için düzenlenen “London Design Festival – Londra Tasarım Festivali” 2000’li yıllarda başlaması de sadece rastlantı olmasa gerek. 

Bu yıl 19 – 27 Eylül tarihleri arasında yapılan 13. Tasarım Festivali’nde kentin farklı noktalarında tasarımı günlük hayatın içine sokan çeşitli etkinlikler düzenlenmiş, sergiler açılmıştı. Kent tam anlamıyla bir şenlik alanına dönmüştü.

Müzeler, galeriler, parklar, mobilya, aksesuar ve müzik aletleri dükkanları, modaevleri, giyimden eşyaya her türlü ürün satan çok katlı mağazalar, sanat okulları, oteller gibi farklı mekanlar Londra Tasarım Festivali’nin mekanları arasındaydı.

Londra Tasarım Festivali, kamu ve özel kuruluşların finansal desteği ile düzenleniyor. Londra Belediyesi ve İngiltere Sanat Konseyi’nin (Arts Council England) hibe ve uzun süreli destekle fon sağladığı festivalin 2014 yılında 400.000 binin üzerinde ziyaretçisi olmuş.

SAYDAMLIK: SICAK/ ISLAK

Dünyanın en önemli tasarım etkinliklerinden biri kabul edilen ‘Londra Tasarım Festivali’nin bu yıl Türkiye’den de konukları vardı. Tabanlıoğlu Mimarlık ve Arik Levy’nin ortak çalışması ‘Transparency; Warm/Wet’ (Saydamlık; Sıcak/Islak) adlı enstalasyonlar Festivalin ana mekanlarından  Somerset House’da ‘10 Designers in the West Wing’ projesi kapsamında VitrA’nın sponsorluğuyla sergilendi. 

Faye Togood, Barber & Osgerby, Vitra’ya tasarladığı banyo serileriyle tanıdığımız Ross Lovegrove, Luca Nichetto,  Alex Rasmussen, Neal Feay gibi on ünlü tasarımcının çalışmalarıyla yine bu bölümde aynı katta yer alıyordu.

Arik Levy, heykel, fotoğraf, video, sahne tasarımı, endüstriyel tasarım gibi disiplinler arası yapıtlar üreten, tüm dünyada kendini kanıtlamış, yapıtları saygın galerilerde, müzelerde yer alan bir isim. 

60 yılı geride bırakan geçmişiyle Tabanlıoğlu Mimarlık da keza öyle. Yurt içinde ve dışında konutlardan ofislere, havaalanlarından müzelere, endüstriyel yapılardan alışveriş komplekslerine hayata geçirdikleri mimari projeleriyle haklı bir üne sahip.

Somerset House’un birbirine geçişli iki odasında sergilenen Geçiş; Sıcak/Islak’ enstalasyonları kavramsal olarak birbirini tamamlayan çalışmalardı. Arik Levy’nin LED şeritlerle oluşturduğu ışık heykeli ve Tabanlıoğlu Mimarlık’ın metal iki yüzeyden oluşan kinetik objesi, üzerinde su damlaları olan katı havuzu hem şeffaflık, ışık, matlık, gölge gibi bir durumdan diğerine geçiş halini hem de mimarlıkla sanatın işbirliğini başarıyla yansıtıyordu.

Dileğimiz, sanattan mimariye her alanda böylesi yaratıcı ve öncü etkinliklerin her zaman bir parçası olmak.

Konuk Yazar: Müge Akgün