DOĞANIN VERDİĞİ İLHAM
DOĞANIN VERDİĞİ İLHAM
DOĞANIN VERDİĞİ İLHAM
DOĞANIN VERDİĞİ İLHAM
DOĞANIN VERDİĞİ İLHAM
DOĞANIN VERDİĞİ İLHAM
DOĞANIN VERDİĞİ İLHAM
DOĞANIN VERDİĞİ İLHAM

DOĞANIN VERDİĞİ İLHAM

TASARIM   1.09.2020

Tasarım dünyasında ve mimaride, doğal yaşamdan etkilenilerek ortaya çıkan tasarımlar azımsanmayacak kadar fazla. Bazı bitkilerin, hayvanların sahip olduğu form, anatomik özellikler ve yaşamsal eylemleri gündelik yaşantımızda veya endüstriyel anlamda ihtiyacımız olan tasarımlar için ilham verici oluyor.

‘Evrimsel biyolojide bir türün soyunu sürdürebilmek için diğer türe benzeyen özellikler geliştirmesi’ anlamında gelen mimikri, tasarım alanında da çok kullanılan bir yöntem. Doğanın etkisiyle ortaya çıkan tasarımlara yenileri eklenmeye devam ediyor.  Ve sonuçta doğa bizi her anlamda etkilemeyi sürdürüyor.

Otomobil Lastiği - Deve Ayağı

Vahşi doğadaki hayvanların etkisi altında geliştirilen tasarımların başında otomobil lastiği geliyor. Belki de bu nedenle lastik reklamlarında genellikle vahşi hayvanları görüyoruz. Bridgestone markasının geçtiğimiz yıl tanıtımını yaptığı ve Ay’ın yüzeyinde kolayca gezilebilecek şekilde tasarlanan yeni lastik, develerin iki loblu ayak parmaklarının taklit edilmesi sonucu, iki loblu örgülü çelikten oluşuyor.

Batmayan Metal – Örümcek

Rochester Üniversitesi’ndeki bir araştırma ekibi, su altında ne kadar fazla tutmaya çalışsanız da, batmayan, yüzmeyi başaran yeni bir metal türü tasarladılar. Malzemeyi delmeyi denedilerse de, yine de alabora olmayan bu metal ile ilgili çalışmaların ilham kaynağı, su yüzeyinde uzun süre kalmayı başarabilen örümcekler ve ateş karıncaları oldu. Örümcekler ve ateş karıncaları bunu, hava kabarcıkları yakalayarak yapabiliyorlar. Sucul örümcekleri, süperhidrofobik bacakları ve karınları aracılığıyla kubbe şeklini alarak, havayı hapsedip, bir tür su altı ağı oluşturabiliyor.

Havalandırma Sistemi – Temitler

Binalar ve havalandırma sistemleri için ilham verici olan doğal yapı, Afrika gibi sıcak bir bölgede dahi soğuk kalmayı başarabilen devasa termit höyükleri. Termitler tarafından yapılan bu höyükler, gün boyu ısınan, sıcak havayı yukarıdaki bacadan dışarı doğru hareket ettiren ve soğuk havayı içinde tutan payandalarla çevrili büyük, yalıtımlı bir merkezi bacaya sahip. Bilim insanları da bu özelliği, yapılara ve havalandırma sistemlerine uyarlamayı ve işlevsel bir şekilde kullanabilmeyi umuyorlar.

Drone – Albatros

Okyanusların üzerinde gezinen, bir hayli görkemli bir anatomiye sahip kuşlardan biri olan Albatros’un özelliklerinden biri, kanatlarını nadiren çırpması ve bundan ziyade, günde 600 milden fazla uçmak için rüzgarı kullanması. MIT’nin araştırma ekibi,  insansız hava aracı geliştirmek için bu uçuş tasarımını kullanıyorlar ve denizaşırı, durmadan uçabilecek, sabit kanatlı, rüzgar güdümlü bir ‘drone’ yaratmayı umuyorlar.

Cırt bant – Bitki çapakları ve köpek kılı

Velcro cırt bant, İsviçreli mühendis Georges de Mestral’ın, 1941'de bir avdan sonra köpeğinin tüylerine bitki çapakların nasıl yapıştığını incelemesinden sonra ortaya çıkıyor. de Mestral çapakların tasarımına ve "kancalarına" mikroskop altında baktıktan sonra bunu yapacak bir kumaş buluyor, son şeklini vermek üzere sert bir pamuk ve naylonu birleştirip, onları küçük ilmekleri olan ayrı bir kumaş parçasına bağlıyor ve 1955'te Velcro tasarımının patentini alıyor.

Helikopter teknolojisi - Sinek kuşu

Sinek kuşlarının geriye doğru uçma ve yerinde havada durma yetenekleri, helikopter teknolojisi için ilham kaynağı. Stanford Üniversitesi ve Wageningen Üniversitesi'nden araştırmacılar, 12 farklı sinek kuşu türünün kanatlarını inceledikten sonra, bu kuşların kanatlarının uzunluğunun genişliklerine oranının havada asılı kalma gücünü sürdürme yeteneklerini belirlediğini buluyorlar ve bu bilgiyi helikopter tasarımında kullanıyorlar.

Kara kutu / Ağaçkakan

Uçakların kara kutularının esin kaynağı, ağaçkakanların gün boyu ağaç gövdelerinde sergiledikleri performans. Bunun nedeni kafataslarına yerleşik olan bir tür doğal amortisör olması. Bilim adamları da kara kutular için bu beceriden esinleniyorlar. California Üniversitesi'nden araştırmacılar ağaçkakanların kafataslarının mekanik şoku emen yapısını ve gagalarının titreşimi engellemeye çalışan süngerimsi formunu, kara kutu olarak bilinen, darbeye dayanıklı uçuş kayıt cihazları oluşturmak için kullanıyorlar.

LED ampul / Ateşböceği

Işığı serbest bırakan mikro yapılara veya asimetrik mikroskobik projeksiyonlara sahip olan ateş böceği fenerleri, Penn State Üniversitesi’nin araştırmacılarının, LED ampullerin daha verimli olmasına yarayacak çalışmalarında ilham verici oluyor. Ve araştırmaları sonucunda, simetrik projeksiyonlara sahip olan LED'lerin yüzeyine mikro yapıların eklenmesinin, daha fazla ışığın kaçmasına izin verdiğini ve onları daha verimli hale getirdiğini buluyorlar.

Ameliyat iğnesi / Sivrisinek

Sivrisineklerin sinsi ısırma yeteneğ, iğnelerin insanlar için daha az acı verici hale getirilmesi üzerine yapılan çalışmaların kaynağı oluyor. Japonya Kansai Üniversitesi'ndeki araştırmacılar sineğin iğne benzeri ağzından ilham alıp, üç uçlu bir iğne tasarlıyorlar. Test aşamasında olan bu iğne 15 hz'de hafifçe titreşerek cilde nüfuz etmeyi kolaylaştıran ve ağrıyı azaltan gerçek bir sivrisinek ısırığını taklit ediyor.

Robotik kol - Fil hortumu

Gelişmeye devam eden bilgisayar teknolojileri, robotiklerin daha geniş hareket kapasitesine sahip olması için gerekli olan hesaplamaları yapma imkanı tanıyor. Bu sayede daha esnek hareket kabiliyetine sahip robot tasarımları üzerine yapılan çalışmalar hızla ilerliyor. Bu hesaplamaların bazıları elbette doğadaki hayvanların yetilerinden kaynağını alıyor. Örneğin bir filin gövdesine dayanan yeni "biyomekatronik" işleme sistemi gibi. Yeni tasarlanan bir biyonik taşıma kolu, her bir omur içindeki hava keselerini şişirerek ve söndürerek, genişleyen ve daralan yapısıyla, yükleri kolayca taşıma becerisine sahip fil hortumunun etkisiyle geliştiriliyor.

Robot tırmanışı - Kertenkele ayağı

Robotların pürüzsüz bir yüzeye tırmanışını kolaylaştırmak için, mühendisler ve araştırmacılar, kertenkelenin ayak parmaklarının yapısını inceliyorlar. Stanford Üniversitesi'nde yürütülen çalışmalarda, kertenkelelerin en olası olmayan yüzeylere yapışmasını sağlayan aynı tür kuru yapıştırıcıya sahip "Stickybot"  geliştirdi. Bu ‘yönlü yapışkan’, tırmanma yüzeyinin molekülleri ile etkileşime giren uçlara sahip bir kertenkele ayağının üzerindeki milyonlarca tüyden ilham alarak geliştiriliyor.

Çok odaklı optik sistem - Kertenkele gözü

Kertenkelenin bilim insanlarına ilham veren yegane uzvu ayakları değil. Geceleri renkleri görmelerini mümkün kılan bir dizi farklı eşmerkezli bölgeye sahip gözleri olduğunun keşfedilmesi, birden fazla odağı olan optik sistemler geliştirmede etkili oluyor. Kertenkelenin gözündeki bu bölgelerin farklı kırılma güçleri, onların farklı dalga boylarındaki ışığın aynı anda retinaya odaklanmasını sağlayan çok odaklı bir optik sistem şeklinde çalışıyor. Bu özellik kertenkele gözlerini insanlarınkinden 350 kat daha hassas hale getiriyor ve farklı mesafelerdeki nesnelere odaklanmalarını sağlıyor. Bu keşifle birlikte mühendisler ve tasarımcılar daha etkili kameralar ve hatta birden fazla odağa sahip kontakt lensler geliştirme üzerine çalışıyorlar.

(Kaynak: https://www.popularmechanics.com ve https://webecoist.momtastic.com)

#doğal yaşam #doğa #hayvan #biyomimikri #mimikri


Sayfanın Başına Dön