Habsburg'ların Mirasında Kahve Yolculuğu

Avrupa aristokrasi tarihinin en önemli parçalarından biri olan Habsburg'ların gücünün en yoğun hissedildiği şehirlerden biri olan Trieste, İkinci Dünya Savaşı sonrasında Doğu ve Batı blokları arasındaki en önemli köprü olma vazifesini sürdürmüştü. Günümüzde dünya kahve ticaretinin tam göbeğinde zenginliğin, paranın ve gösterişin simgesi olan bu şehir, turistik açıdan hala kirlenmediği için gizli bir hazine olarak yaşamaya devam ediyor. 

Barındırdığı tüm tarihsel dokuya rağmen yapılan yeni ofisler ve elbette iç mekan düzenlemeleri de mükemmel bir zıtlık ortaya koyuyor. Kahve ticareti konusunda köklü markalardan biri olan Cogeco için Dimitri Waltritsch'in gerçekleştirdiği iç mekan ofis düzenlemesi de buna son derece başarılı bir örnek. 

Markanın dünya çapındaki ticari ilişkilerinin başarısını vurgulamak için özel olarak düzenlenen lobi tamamıyla üç boyutlu katlanmış hissi veren duvarlarla çevrilmiş. Yine bu duvarlara, dünyanın dört yanından gelen egzotik kahve isimleri soyut bir harita oluşturacak şekilde serpiştirilmiş. Kafeinin kimyasal formülünü ortaya koyan işaretler de bu duvarların hemen üzerinde adeta hareket ediyormuş gibi bir akışkanlık ortaya koyuyor. Böylece şirketin 'know-how'ı da açıkça ifade edilebiliyor. 

Kavurma, boyut, koku alma ve tatma işlemlerinin gerçekleştirildiği kalite ve tatma laboratuvarında uzmanların kullandığı tazeleme üniteleri, dışarıdan bakıldığında görünmeyecek şekilde büyük bir masanın yanlarına gizlenmiş. Yine bu laboratuvarda bulunan ve kahve türlerinin kökeniyle ilgili oldukça detaylı bir coğrafya sergileyen dev dünya haritası da fazlasıyla dikkat çekici.