YETERİNCE YALNIZ KALMADIK MI?
YETERİNCE YALNIZ KALMADIK MI?
YETERİNCE YALNIZ KALMADIK MI?
YETERİNCE YALNIZ KALMADIK MI?
YETERİNCE YALNIZ KALMADIK MI?
YETERİNCE YALNIZ KALMADIK MI?

YETERİNCE YALNIZ KALMADIK MI?

DOSYA KONUSU   22.05.2021

“Birlikte nasıl yaşayacağız?”, COVID-19 hayatımıza girmeden önce ortaya atılmış bir soruydu. Pandemiyle yaşamaya başladıktan sonra ise bu sorunun farklı bağlamlarının, hatta belki öncüllerinin de tartışılması gerektiğini fark ettik. Venedik Bienali’nin teması aracılığıyla Hashim Sarkis, bizi artan bireyselliğin ötesine geçen birliktelik hâlleri hayal etmeye çağırıyordu. Peki, karantinayla şekillenmiş koca bir yıl boyunca bu bireyselliği nasıl deneyimlemiştik? Karantinanın hayatımıza kattığı yalnızlık hâllerine nasıl yaklaşmalıydık?

Benzer bir sorunun peşine düşen Benedict Brink ve Clare Shilland, ortaya Been On My Own For Long Enough [Yeterince Yalnız Kaldım] adlı bir proje çıkardı. Karantinayı Shilland Londra’daki evinde partneri ve çocuklarıyla, Brink ise İngiltere’nin kırsalında geçirmişti. İkilinin Mart-Eylül 2020 arasında çektikleri fotoğraflardan oluşan proje Ekim 2020’de Londra’daki APM Gallery’de sergilendi, sonra da MOON ve SPACE Magazine işbirliğiyle bir kitaba dönüştü. Görseller aracılığıyla çevreyle bağ kurmaya ve onu anlamaya çalışan Been On My Own For Long Enough, içgüdü ve dürtülerin yönlendirdiği fotoğraflar sayesinde gündelik rutinleri tamamen değişmiş iki sanatçının yeni paradigmalara uyum sağlama çabasını yansıtıyor, adını ise The Weeknd’in “Blinding Lights” adlı şarkısında geçen bir sözden alıyordu. Nitekim 2020 yazı boyunca Shilland ve çocukları bu şarkıyı dinlemiş, Brink de TikTok’ta yaptığı yayınlarda hep bu şarkıyı çalmıştı. Ortaya çıkan kitabın tanıtım yazısında dendiği gibi “dünyadaki herkes yalnızdı, hep birlikte bu şarkıyı dinliyorlardı.”

Proje Londra’nın ardından bu yıl başında Kopenhag’a gitti, NP Space adlı mekânda sergilendi. İngiltere’de çekilen fotoğraflardan oluşan bir serginin mekânsal bağlamı aşan etkisini hem bu yalnızlık türünün evrenselliğiyle hem de karantinanın ardından sergi ortamındaki birlikteliklerin değerinin anlaşılmasıyla açıklamak mümkün. Nitekim MOON’un kreatif direktörü Frederik Bjerregaard’ın vurguladığı gibi Shilland’ın kanayan burunlar, banyo vakitleri ve yara bere içindeki dizlerden oluşan seçkisiyle Brink’in gündelik hayatın güzelliklerini ve örüntülerini yakalayan fotoğrafları birleşince ortaya hem fazlasıyla mahrem hem de herkesin bağ kurabileceği hikâyeler çıkıyor.

Sıkıldığımız ve artık farklı bir ilişki kurmaya başladığımız yalnızlığımızı nasıl bir birlikteliğe çevirmeliyiz? Önümüzdeki dönemde tasarım dünyasının izinden gitmesi gereken soru belki de bu olmalı. The Weeknd’in “Blinding Lights”ta dediği gibi: “Fazla bir şey yapmana gerek yok / Temas etmen yeterli”.

#BenedictBrink #ClareShilland #BeenOn My Own For Long Enough


Sayfanın Başına Dön