ELEKTRONİK MÜZİK, SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE MİMARLIK

Yaratıcı alanlar arasındaki sınırlar ortadan kalkıp, ortak üretim ihtimalleri çoğaldıkça, üretimin içinde olanlar, izleyiciler ve katılımcılar için heyecan verici işler ortaya çıkıyor. Son yıllarda görsel sanatlar, performans, ses enstalasyonları, müzik, tasarım ve mimarlık alanlarının birlikteliğinden doğan ve hem dijital hem fiziksel ortama yansıyan işler heyecan yaratıyor. Terraforma Festivali bu kapsamda sunulan etkinliklerden biri. Festival, ‘Creative Europe’ programı bünyesinde yer alan yenilikçi müzik ve ‘audiovisual’ sanat platformu SHAPE’in (Sound, Heterogenous Art and Performance in Europe) bir parçası.  

Terraforming, ‘dünyalaştırma ya da yeryüzü şekillendirme, bir gezegenin ya da uydusunun koşullarını dünyaya benzetme, yani insanların yaşayabilmesi için uygun hâle getirme süreci’ olarak tanımlanıyor. Terraforma’nın manifestosu ise, yaratılacak yeni boyutların yaşamamıza uygun hale getirilebileceği inancına dayanıyor. Müziğin katalizör olduğu bu 3 günlük festival kendisini, ‘seslerin ve görüntülerin insanları yeni algılar becerilerine yönlendirebilecek bir tür askıya alma hissi yarattığı bir kırılma noktası’ olarak tanımlıyor. Ve ‘olay ve etki arasındaki ilişkiye vurgu yaparak, çeşitli ruh halleri ve duyarlılık biçimleri üzerinden, müzikal deneyim kavramına yenilik getirdiği’ iddiasını taşıyor. Her yıl Milano’nun dışında Villa Arconati isimli ormanlık bölgede gerçekleşen festivale görsel ve işitsel sanatın çeşitli dallarında yaratıcı üretim yapan sanatçılar katılıyor. Festivalin, üç güne yayılan programının önemli başlıklarından biri ise ‘Sürdürülebilirlik ve Mimari’.

Festivalin, ‘Sürdürülebilirlik ve Mimari’ başlığı altındaki çalışmalarından en önemlisi, 2016’da 3 yıllık bir programla etkinlik alanındaki tarihi Villa Arconati bahçesinin restorasyonu. Yapılan çalışmalarla, yaklaşık 2 hektarlık orman alanının güvenliği sağlanırken, bahçe çalışmaları, temizlik gibi işlemler sonrası arazinin geri kazanımı gerçekleşmiş. Etkinliğin mimari alandaki projeleriyse üçgen sahne ve atölye alanlarını kapsıyor. 2020 yılı itibariyle bu yapılar Joseph Grima ve kurucusu olduğu Space Caviar ekibi tarafından yapılıyor. Bu alanların yapımında temel prensip, bu inşanın yaratabileceği olumsuz etkiyi en aza indirmek, artan malzemeyi masa, bank, çöp kutusu gibi mobilya ve nesnelerin yapımı için yeniden kullanmak ve bütün bu çalışmalara mimarlık öğrencilerinin katılımını sağlamak. Festivalin bu yaklaşımının sonuçları kendisini atık, ulaşım, su ve enerji başlıklarında geliştirilen sistemlerde gösteriyor. Ki bu çabalar nedeniyle festival 2019 yılında The Greener Festival organizasyonu tarafından ödüllendirildi.

Geçen yıl Haziran ayında gerçekleşmesi planlanan festival, diğer bütün etkinlikler gibi pandemi nedeniyle yapılamadı, ancak ilan edilen günlerde Radio Safari isimli yayın platformuna taşındı. Bunun yanı sıra ülkedeki iki karantina dönemi arasında, festivalin mimarlık bölümünü üstlenen Joseph Grima ve Space Caviar tarafından bir bitkilendirme projesi tamamlandı. ‘The Planting Project’ temelde festival alanının yeniden ağaçlandırılmasını içeren ve ilhamını Joseph Beuys’un Documenta Kassel’deki  meşhur 7000 Oak Trees performansından ve Cesare Leonardi ile Francesca Stagi’nin The Architecture of Trees kitabından alıyordu. Space Caviar ve Terraforma ekibi tarafından festivalin gerçeklemediği dönem fırsat olarak kullanıp,  alana 45 ıhlamur, 45 dişbudak ve 10 meşe ağacı dikildi ki bunlar Villa Arconati'nin kamp alanının bulunduğu Parco delle Groane'nin tüm yerli türleri arasında bulunuyor.

Festivalin bu yıl için planları masada... 2021 tarihleri 2-4 Temmuz olarak duyuruldu. Festivalin kurucusu Ruggero Pietromarchi şu anda festivalin gerçekleşmesine uğraştıklarını ve bu zorlayıcı koşullara neden olan pandemiyi ‘terrafor’ hale getirmeye ve festivali daha sürdürülebilir, zamana uygun şekilde yapmaya uğraştıklarını açıkladı. (kaynak: domusweb.it). Dolayısıyla festivalin bundan sonrası için iki anahtar konu, ‘doğaya özen gösterme’ ve ‘planlama’. Pietromarchi konuyu böyle özetliyor.