MİKROPLARDAN UZAK TUTAN KUMAŞ TEKNOLOJİSİ
MİKROPLARDAN UZAK TUTAN KUMAŞ TEKNOLOJİSİ
MİKROPLARDAN UZAK TUTAN KUMAŞ TEKNOLOJİSİ
MİKROPLARDAN UZAK TUTAN KUMAŞ TEKNOLOJİSİ
MİKROPLARDAN UZAK TUTAN KUMAŞ TEKNOLOJİSİ
MİKROPLARDAN UZAK TUTAN KUMAŞ TEKNOLOJİSİ
MİKROPLARDAN UZAK TUTAN KUMAŞ TEKNOLOJİSİ
MİKROPLARDAN UZAK TUTAN KUMAŞ TEKNOLOJİSİ
MİKROPLARDAN UZAK TUTAN KUMAŞ TEKNOLOJİSİ
MİKROPLARDAN UZAK TUTAN KUMAŞ TEKNOLOJİSİ

MİKROPLARDAN UZAK TUTAN KUMAŞ TEKNOLOJİSİ

TASARIM   5.09.2020

Tekstil endüstrisinde microbakteriyel kumaş üretimine yönelik araştırmalar sürüyor. Moda dünyası da bu kumaşlarla ortaya çıkarılacak tasarımların peşinde... Pandemi dönemi elbette bu talebi hızlandıran etkenlerin başında geliyor.

Pek çok alanda olduğu gibi tekstil sektöründe de teknolojik gelişmeler ve yeni malzeme keşifleri kendine yeni uygulama alanları buluyor. Bu anlamda nanotaknolojinin kumaş üretiminde kullanılması ve bu şekilde geliştirilen kumaşlarla yapılan tasarımlar geçtiğimiz yıllarda bir hayli ilgi görmüştü. Nanoteknolojinin tekstil endüstrisinde yeni materyallerin geliştirilmesindeki potansiyeli kayda değer. Nano-gümüş, antimikrobiyal özelliğiyle öne çıkarken, nano-metal oksit kaplamalar kumaşa, UV blokajı, kendi kendini temizleme ve alev geciktirici özellikler kazandırıyor. Ve bu kumaşlarla üretilen özel giysiler genellikle, medikal alanda, sağlık sektöründe, askeri hizmetlerde ve acil müdahale ekiplerinin çalıştığı alanlarda kullanılıyor. Nanoteknolojinin tekstildeki bazı uygulamaları da, sağladığı ekonomik faydalar nedeniyle ticari pazarda da ilgi görebiliyor.

Nanoteknoloji dışında tekstil alanındaki malzeme çalışmaları iki eksende ilerliyor. Bunlardan biri, doğal kaynakların tükenmesi, kaynak israfı, çevre bilinci ve sorumlu tüketim gibi meselelerin etkisiyle dikkat çeker hale gelen dönüştürülmüş kumaş üretimi. Son yıllarda çeşitli laboratuvarlarda, tasarımcılar, mühendisler ve bilim insanları bu konu üzerine çalışıyor ve ortaya yeni alternatifler, hatta bu alternatiflerle üretilmiş örnek tasarımları çıkıyor. Bu alanda deniz iyi bir kaynak gibi görünüyor. Yosunun dönüştürülmesiyle ortaya çıkan ve 3D baskı teknolojisi kullanılarak geliştirilen objeler olduğunu biliyoruz. Vietnamlı tasarımcı Uyen Tran tarafından geliştirilen, gıda atıklarından yapılan bir deri alternatifi olan Tômtex adlı esnek biyo-malzeme ise, kahve telvesi ile karıştırılan atılmış deniz ürünleri kabuklarından oluşuyor. Ve bu malzeme kullanılarak tasarlanmış cüzdan, ufak çanta gibi malzemeler bulunuyor. Tran, “her yıl gıda ve içecek endüstrisi tarafından sekiz milyon ton atık deniz ürünü kabuğu ve 18 milyon ton atık kahve telvesi üretildiğini ve bu kaynağı, yeni, erişilebilir bir biyo-materyale dönüştürmek istediğini” belirtiyor. 

Süt ve şarap mantarı gibi ürünler de bir süredir tekstil endüstrisi tarafından doğal hammadde olarak tercih ediliyor. Sütten iplik üretimi aslında 1930’lara uzanıyor. Bozulan ve atılan sütlerin değerlendirildiği bu üretim sürecinde, mayalanmaya bırakılan ve sonrasında yağı alınan süt, toz haline getirilerek çeşitli maddelerin eklenmesinden sonra iplik haline geliyor. Vücut ısısını düzenlediği iddia edilen süt ipinden üretilen kumaşların önemli özelliklerinden biri antibakteriyel olmaları. Şarap mantarı da bu anlamda enteresan ve dönüştürerek yeniden kullanmak için hayli geniş bir alana sahip bir malzeme. Şarap mantarlarından arta kalanlarla iplik elde edilebiliyor ve bu ipliklerle dokunan kumaşların esneklik dışındaki önemli bir özellikleri su geçirmemeleri ve buna rağmen hava alır özellikte olmaları.

Tekstil alanındaki gelişmelere yön veren diğer bir eksen de pandemi dönemiyle daha da önemli hale gelen antibakteriyel kumaş üretimi. Bu kumaşlarla yapılan giysilerin hem belli alanlarda çalışanlar tarafından, hem de aslında bireysel kullanım için üretilebilir olması moda endüstrisindeki meselelerden biri. Salgının ilk aylarında bu şekilde, mikrop tutmadığı iddia edilen kumaşlarla üretilen maskeler piyasaya sunuldu. Bu maskelerin özellikleri ve erişilebilirlikleri tartışma yaratmıştı. Sonrasında bu anlamda daha spekülatif tasarımlar da ortaya çıktı. Vollebak markasının piyasaya sürdüğü ‘Full Metal Jacket’ ürünü gibi. Ürün antibakteriyel özelliğinden dolayı ‘geleceğin virüs yok edici giysisi’ olarak tarif ediliyor. Yüksek bir fiyatla piyasaya sürülmüş olan ceketin kumaşının üzerinde bakırdan yapılmış bir kılıf var. ‘Bakır’ salgınla birlikte üzerinde bakteri barındırmayan özelliğinden dolayı pek çok alandaki uygulamaları ve bundan sonrası için de olası kullanımları yeniden tartışılmaya başlanan bir malzeme. Vollebak yetkilileri, “içinde olduğumuz aciliyet içeren koşullara mimari ve tasarımın pek çok alanı gibi giyim endüstrisinin de hızla uyum sağlaması gerektiğini, bu nedenle yalnızca gelecek sezon için değil, gelecek yüzyılların ihtiyaçlarına göre tasarlama misyonları olduğunu düşünerek”, bakır kullandıkları bir giysi sunduklarını belirtiyor.

#kumaş #tekstil #mikrobakteriyel #moda #nanoteknoloji #Tômtex #Uyen Tran #Vollebak #bakır


Sayfanın Başına Dön